mülk 27 ayet vermek istediği mesaj

MÜLK SURESİ NEREDE İNMİŞTİR, kaç ayet ve iniş sırasına göre kaçıncı suredir a.mekki-30 ayet-67. b.mekki-30 ayet-77.suredir hangisi mülk suresinin isimlerinden değildir a.vakiye b.müncle c.engelleyen d.mücadile e.kurtarıcı f.çok seven hangisi surenin ana konusudur a.alhın varlığı bilgisi MülkSuresi. Mülk Suresi, ( Arapça: سورة الملك) Kur'an 'ın 67. suresidir. [1] Sure 30 ayetten oluşur. [2] Sure ismini birinci ayetinde geçen "el-Mülk" kelimesinden almıştır. [3] Ayrıca Tebareke, Münciye, Mücadele, Mani'a, Vakiye adlarıyla da anılır. Sure Allah'ın her şeye hakim olduğu her şeye gücünün yettiği Onlara sübliminal mesaj denmez. Bunda ise örnek üzerinden gidicek olursak bir insanın bir olay karşısında kendi içinden geçirdiği şey ve ya vermek istediği yanıtın yapay hali. Bu şekilde kayıtlar yapılıp düzenlenince beynin farklı yanıtları benimsemesi sağlanabiliyor yani bilinçaltının. duanasıl yapılmalı,duanın kabulü için ne yapmalı,her dua kabul edilirmi,duası kabul olanlar,peygamberlerin duası,oruçlunun duası,mazlumun duası,misafirin duası,anne ve babanın duası,müminlerin duası,İsm-i A'zam ile yapılan dualar,hac ve umrede yapılan dualar,cihat edenlerin duası,kandil gcelerinde,bayram ve cuma günlerinde seher vakitlerinde yapılan dualar,üç aylarda Mülk Suresi Arapça - Türkçe okunuşu, faydaları, fazileti, meali, tefsiri, 1'inci sayfa ve Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanmış tüm detaylara bu yazımızda ulaşabilirsiniz. Site De Rencontre Ça Marche Ou Pas. Yukarıdaki ayetin vermek istediği mesaj aşağıdakilerden hangisidir? a ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka iman edenler! Eğer bir fâsık size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz.” Hucurât suresi, 6. ayet. Yukarıdaki ayetin vermek istediği mesaj aşağıdakilerden hangisidir? A Doğru da olsa yalan da olsa hiçbir habere inanmamak gerekir. B Yanlışa düşmemek için bize haber verilenlerin doğruluğunu araştırmamız gerekir. C Yanlışa düşmemek için haber dinlememek gerekir. D Yaptıkları kötülüklerden pişman olmak insanların özelliklerinden biridir. E Kötülük yapmak için bilgili olmak B9. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ders Kitabı Sayfa 34 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz. ☺️ BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER! Mülk suresi Allah'ın tek yaratıcı ve tek tanrı olduğunu anlatır. Hayatın ve ölümün varoluş nedenini anlatır. Ve bu anlattıklarına karşı gelenlerin sonunun iyi olmayacağından bahseder. Peygamber efendimiz Mülk suresinin kabir azabından koruyacağını söylemiştir. Mülk suresi bu ve bunun gibi birçok bilgi ve faziletler içerdiğinden internette en çok aranan surelerden biri olmuştur. Bu haberimizde -Mülk suresi Türkçe okunuşu ve Arapça Yazılışı, Mülk suresi Türkçe meali anlamı, Mülk suresi tefsiri nedir?- sorularına yanıtlar vereceğiz. İşte SURESİ TÜRKÇE OKUNUŞUBismillahirrahmanirrahim1-Tebarekelleziy biyedihilmulku ve huve 'ala kulli şey'in Elleziy halekalmevte velhayate liyebluvekum eyyukum ahsenu 'amelen ve huvel' Elleziy haleka seb'a semavatin tıbakan ma tera fiy halkırrahmani min tefavutin ferci'ılbasare hel tera min Summerci'ılbasare kerreteyni yenkalib ileykelbesaru hasien ve huve Ve lekad zeyyennessemaeddunya bimesabiyha ve ce'alnaha rucumen lişşeyatıyni ve a'tedna lehum 'azabesse' Ve lilleziyne keferu birabbihim 'azabu cehenneme ve bi' İza ulku fiyha semi'u leha şehiykan ve hiye Tekadu temeyyezu minelğayzı kullema ulkıye fiyha fevcun seelehum hazenetuha elem yet'kum Kalu bela kad caena neziyrun fekezzebna ve kulna ma nezzelellahü min şey'in in entüm illa fiy dalalin Ve kalu lev kunna nesme'u ev na'kılu ma kunna fiy ashabisse' Fa'teref'u bizenbihim fesuhkan liashabisse' İnnelleziyne yahşevne rabbehum bilğaybi lehum mağfiretun ve ecrun Ve esirru kavlekum evicheru bihi innehu 'aliymun Ela ya'lemu men haleka ve Huvelleziy ce'ale lekumul'arda zelulen femşu fiy menakibiha ve kulu min rizkıhi ve Eemintum men fiyssemai en yahsife bikumul'arda feiza hiye Em emintum men fiyssemai en yursile 'aleykum hasıben feseta'lemune keyfe Ve lekad kezzebilleziyne min kablihim fekeyfe kane Evelem yerev ilettayri fevkahum saffatin ve yakbıdne ma yumsikuhunne illerrahmanu innehu bikulli şey'in Emmen hazelleziy huve cundun lekum yansurukum min dunirrahmani inilkafirune illa fiy Emmen hazelleziy yerzukukum in emseke rizkahu bel leccu fiy 'utuvvin ve Efemen yemşiy mukibben 'ala vechihi ehda emmen yemşiy seviyyen 'ala sıratın Kul huvelleziy enşeekum ve ce'ale lekumussem'a vel'ebsare vel'ef'idete kaliylen ma Kul huvelleziy zereekum fiyl'ardı ve ileyhi Ve yekulune meta hazelva'du in kuntum Kul innemel'ılmu 'ındallahi ve innema ene neziyrun Felemma reevhu zulfeten siy-et vucuhulleziyne keferu ve kıyle hazelleziy kuntum bihi tedde' Kul ereeytum in ehlekeniyallahu ve men me'ıye ev rahımena femen yuciyrulkafiriyne min 'azabin Kul huverrahmanu amenna bihi ve 'aleyhi tevekkelna feseta'lemune men huve fiy dalalin Kul ereeytum in asbeha maukum ğavren femen ye'tiykum bimain me' SURESİ ARAPÇA YAZILIŞIMÜLK SURESİ TÜRKÇE ANLAMI1- Mutlak hükümranlık elinde olan Allah aşkındır, cömerttir ve O'nun her şeye gücü davranışça daha iyi olduğunu denemek için ölümü ve hayatı yaratan O'dur. O, güçlüdür, çok Yedi göğü birbiriyle tam bir uygunluk içinde yaratan O'dur. Rahmânın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin. Gözünü çevir de bir bak, bir bozukluk görebiliyor musun?4- Sonra gözünü tekrar tekrar çevir de bak; kusur arayan göz aradığını bulamadan bitkin olarak sana şu ki biz yakın göğü kandillerle süsledik. Ayrıca bunlarla şeytanların taşlanmasını sağladık ve onlara alevli ateş azabını Rablerini inkâr edenlere cehennem azabı vardır. Orası ne kötü bir varış yeri!7- Oraya atıldıklarında, onun kaynarken çıkardığı uğultuyu neredeyse öfkesinden çatlayacak! Oraya her bir grup atıldıkça, muhafızları onlara, "Size bir uyarıcı gelmemiş miydi?" diye Şöyle cevap verirler "Evet, doğrusu bize bir uyarıcı peygamber gelmişti; fakat biz onu yalancılıkla itham etmiş ve 'Allah hiçbir şey göndermemiştir; siz gerçekten büyük bir sapkınlık içindesiniz!' demiştik."10- "Şayet kulak vermiş veya aklımızı kullanmış olsaydık, şimdi şu alevli cehennemin mahkûmları arasında olmazdık!" diye de ilâve Böylece günahlarını itiraf etmiş olurlar. O alevli ateşin mahkûmları artık rahmetten Görmedikleri halde rablerinden korkup saygı duyanlara gelince, onları da hem bir bağışlanma hem de büyük bir ödül Sözünüzü ister gizleyin isterse açığa vurun; unutmayın ki O, kalplerin içindekini Yaratan bilmez olur mu? O, bütün inceliklerin farkındadır ve her şeyden ­ Yeryüzünü sizin için kullanışlı hale getiren O'dur. Üzerinde dolaşın ve Allah'ın rızkından yiyip için; ama unutmayın ki dönüş yalnız Allah' Göktekinin sizi yerin dibine batırmayacağından emin misiniz? Bir de bakarsınız yeryüzü altüst olmuş!17- Yahut gökte olanın üzerinize taş yağdıran bir fırtına göndermeyeceğinden emin misiniz? Uyarılarımın ne demek olduğunu yakında anlayacaksınız!18- Onlardan öncekiler de dinimi asılsız saymışlardı; ama verdiğim ceza da nasıl olmuştu?19- Üstlerinde kanatlarını aça kapaya uçan kuşları hiç görmediler mi? Onları havada Rahmân'dan başkası tutmuyor. Şüphesiz O her şeyi Peki, Rahmân'a karşı size yardım edecek askerleriniz kimler? İnkârcılar sadece derin bir gaflet içinde Yahut Allah lutfettiği rızkı kesiverse size rızık verebilecek olan kim? Hayır! Onlar azgınlıkta ve haktan sapıp uzaklaşmakta ısrar Şimdi düşünün, önünü görmeden, yüzüstü sürünen mi hedefe erişir, yoksa doğru yolda düzgün yürüyen mi?23- De ki "Sizi yaratan, size işitme duyusu, gözler ve kalpler veren O'dur. Ne az şükrediyorsunuz!"24- De ki "Sizi yeryüzünde çoğaltıp yayan O'dur; sadece gelip O'nun huzurunda toplanacaksınız."25- "Doğru sözlü iseniz söyleyin, bu tehdit ne zaman gerçekleşecek?" De ki "O bilgi yalnız Allah'a mahsustur, ben ise sadece açık bir uyarıcıyım."27- Ama onu yakından gördükleri zaman, inkâr edenlerin yüzleri kara çıkacak ve kendilerine, "İşte sizin isteyip durduğunuz budur!" De ki "Beni ve beraberimdekileri Allah yok eder veya bizi esirgerse söyler misiniz, inkârcıları yakıcı azaptan kurtaracak olan kimdir?"29- De ki "O, Rahmân'dır; biz O'na iman etmiş ve O'na güvenip dayanmışızdır. Kimin düpedüz bir sapkınlık içinde olduğunu yakında anlayacaksınız!"30- Bir de şunu sor "Suyunuz çekiliverse size yerden kaynayan suyu kim getirebilir?"MÜLK SURESİ TEFSİRİ1, 2, 3, 4 ve 5. AYET Sûrenin özeti mahiyetinde olan bu âyetlerin ilkinde Allah'ın yüceliği, kudreti, evrendeki hükümranlığı ve her şeyin kendisinin kudret elinde olduğu, evrende istediği gibi tasarrufta bulunabileceği ifade edilmiş, sonraki âyetlerde ise O'nun kudretinin eserlerinden örnekler verilmiştir 1. âyette "aşkındır, cömerttir" diye çevirdiğimiz tebâreke fiilinin diğer anlamları hakkında bilgi için bk. Furkan 25/1. 2. âyet yüce Allah'ın kudret ve tasarrufunu en açık bir şekilde gösteren delilleri içermekte; Allah'ın, dünyada insanların güzel işler yapma hususunda birbirleriyle rekabet etmelerini sağlamak, kimlerin kendi emir ve yasaklarına uyarak daha güzel işler yapacağını ortaya çıkarmak için hayatı ve ölümü yarattığını bildirmektedir. Aynı âyette önce ölüm, sonra hayat geçtiği için burada "ölüm" kavramıyla, hayattan önceki cansızlık halinin mi yoksa dünya hayatının sona ermesi ve âhiret hayatına geçiş halinin mi kastedildiği hususunda farklı görüşler vardır. Bir kısım müfessirler âyetteki sıralamayı dikkate alarak ölümden maksadın dünya hayatından âhiret hayatına geçiş hali, hayattan maksadın ise âhiret hayatı olduğunu söylemişlerdir Râzî, XXX, 55; Elmalılı, VII, 5159. İkinci grup ise ölümle dünya hayatından âhiret hayatına geçiş halinin, hayatla da dünya hayatının kastedildiği kanaatindedir Zemahşerî, IV, 134; bizim tercihimiz de budur. Zira hayat da ölüm de imtihan için yaratılmıştır; imtihan yeri ise âhiret değil dünyadır. Her ikisinin de bu dünyada olması amaca daha uygun görünmektedir. Hayat ölümden önce olduğu halde âyette sonra gelmesi ise çeşitli şekillerde yorumlanmıştır bk. Râzî, XXX, 55; Ateş, IX, 526-527. Dikkat çekici bir yoruma göre eşyada aslolan yokluk olduğu, varlık ve hayat sonradan verildiği için âyette ölüm önce gelmiştir Şevkânî, V, 297. Bizce de isabetli olan diğer bir yoruma göre ölüm insanlara hayatın sorumluluğunu hatırlattığı, onları iyi işler yapmaya teşvik ettiği ve bir uyarıcı olduğu, nihayet insanda "imtihan" sorumluluğunu daha canlı tuttuğu için âyette ölüm önce zikredilmiştir. Nitekim hayat bir hayırlı faaliyetler alanı, ölüm ise bu faaliyetlerin karşılığının verileceği ebedî varlık sahnesine geçişi sağlayan dönüm noktası, Hz. Peygamber'in de belirttiği gibi bir uyarıcıdır bk. Râzî, XXX, 55. İfadenin akışına ve lafız güzelliğine daha uygun olduğu için "mevt" ölüm kelimesinin önce geldiği de âyetlerde evrenin eksiksiz-kusursuz yaratılışına, mükemmel işleyişine ve düzenine dikkat çekilmekte, böylece bu muhteşem varlık düzeninin bir tesadüfle meydana gelmiş olamayacağı ve devam edemeyeceği; bunun ancak üstün bir ilim, irade ve kudret sahibinin yaratması ve yönetmesiyle mümkün olduğu belirtilmektedir yedi göğün anlamı hakkında bk. Bakara 2/29.Meâlde "Sonra gözünü tekrar tekrar çevir de bak" diye tercüme ettiğimiz cümlenin lafzî karşılığı, "Sonra gözünü iki kez daha çevir de bak" şeklindedir. Ancak bu ibare çokluktan kinaye olup sayı olarak iki defayı değil, defalarca bakmayı ifade eder bk. İbnşûr, XXIX, 19-20.Yıldızlarla donatılmış gibi bir görüntü verdiği için gökyüzünün kandillerle süslenmesinden söz edilmiş, yıldızlar geceleyin kandil gibi ışık saçtıklarından onlara mecaz olarak "kandiller" mesâbîh, tekili misbâh denilmiştir Taberî, XXIX, 3. Yıldızlarla şeytanların taşlanmasından maksat ise göklerdeki meleklerin konuşmalarını dinleyip onlardan bilgi sızdırmak için kulak hırsızlığı yapmak isteyen şeytanların bu yıldızlardan çıkan parlak ışıklarla, bir tür ateş toplarıyla engellenmesidir. Bu ve benzeri âyetlerle ilgili olarak klasik tefsirlerde ayrıntılı yorumlar bulunmakla birlikte müteşâbihattan olan bu tür âyetlerin anlamları hakkında zamana, şartlara, bilimsel verilere göre farklı görüşler ileri sürmek mümkündür. Ayrıca gayb konularına giren âyetlerin yorumunda iddialı olmamak gerekir. Çünkü gayb âleminin mahiyetini Allah'tan başka kimse bilemez; biz gayb bilgilerine sadece inanırız gökyüzünün yıldızlarla süslenmesi ve bunlarla şeytanların taşlanması konusunda bilgi için bk. Hicr 15/16-18; Sâffât 37/6-10."Taşlanma" şeklinde çevirdiğimiz rücûm kelimesi "sağlam bir bilgiye dayanmadan konuşmak, kafadan atmak" mânasına da geldiği için âyete, "insan ve cin şeytanlarının yıldızlara bakarak aslı faslı olmayan şeyler söylemeleri" mânası da verilmiştir Şevkânî, V, 299.Kaynak Kur'an Yolu Tefsiri Cilt 5 Sayfa 416-4176, 7, 8, 9, 10 ve 11. AYETBazı âhiret sahnelerini tasvir eden bu âyetler, kimlerin daha güzel davranacağını sınamak için ölümün ve hayatın yaratıldığını ifade eden 2. âyetle irtibatı olup, bu dünyada Allah'a isyan edenlerin öte dünyada çekecekleri cezayı, O'na karşı saygılı olup günah işlemekten korunanların elde edecekleri ödülleri açıklamaktadır. 6-8. âyetlerdeki tasvirler cezanın ne derece şiddetli olduğunu daha iyi hissettirme amacına yöneliktir. 8. âyette "uyarıcı" diye çevirdiğimiz nezîrden maksat peygamberdir İbnşûr, XXIX, 25.yette dünyada peygamberin çağrısına ve uyarılarına kulak tıkayıp inkâr ve isyanlarını sürdürmekte direnenlere, yarın kıyamet gününde, "Size bir uyarıcı gelmemiş miydi?" diye sorulacağını bildiren ifade aslında yaşayanlar için bir uyarıdır. 9-11. âyetler o gün iş işten geçtikten sonra değil, fakat bugün fırsat eldeyken o uyarıya kulak vermek, yani peygamberi tanımak, ayrıca Allah'ın insanlığa büyük lutfu olan aklı ve diğer bilgi imkânlarını da kullanarak hak ve hidayet yolunu bulmak gerektiğine, ebedî kurtuluşun ancak bu sayede kazanılabileceğine işaret etmektedir. 12. âyet ise müminlerin nâil olacağı uhrevî mutluluğun veciz bir Kur'an Yolu Tefsiri Cilt 5 Sayfa 41912. 13 ve 14 . AYETBu dünyada günah işleyenler, ya kendilerini görüp gözeten Allah'ın varlığına inanmıyor veya inanmakla birlikte dünyevî hırs ve menfaatleri, nefsânî arzuları yüzünden gaflete dalıp sorumluluklarını unutuyorlar. İşte bu âyetlerde inkârcılara ve gafillere Allah'ın gizlisiyle açığıyla her şeyi kuşatan ilmi hatırlatılmakta, kendilerinden hayatlarını buna göre düzenlemeleri Kur'an Yolu Tefsiri Cilt 5 Sayfa 419-42015. AYETCenâb-ı Allah, kendisinin güç ve kudretini gösteren delilleri bir defa daha gözler önüne sermekte; yerkürenin yaratılması, her türlü nimet ve imkânlarla donatılarak üzerinde yaşanılır hale getirilmesinin, sonsuz bir gücün varlığını ve birliğini gösterdiğine dikkat çekmektedir. "Üzeri" diye çevirdiğimiz menâkibihâ tamlamasındaki menâkib kelimesi, "omuz" anlamına gelen menkibin çoğulu olup mecaz olarak yeryüzündeki yolları, köşe bucak ve dağları ifade eder Şevkânî, V, 301-302. Yüce Allah, bu nimetleri kulları için yarattığını bildirerek onlara yeryüzünde dolaşmalarını, yarattığı rızıklardan yiyip içmelerini istemiş; arkasından "Dönüş yalnız Allah'adır" buyurmak suretiyle insanların dünya nimetleri ve zevklerine dalarak kendi varlığını, sonsuz kudretini ve âhiret hayatını unutmamaları gerektiği, zira her nimetin bir sorumluluğu olduğu mesajını Kur'an Yolu Tefsiri Cilt 5 Sayfa 421-42216, 17 ve 18. AYETMüfessirler "gökte olan"dan maksadın kim veya ne olduğu konusunda farklı görüşler ileri sürmüşlerdir 1. Bundan maksat Allah'tır; ancak bu mecazi bir anlatım olup maksat O'nun yüceliğini ve gücünün sonsuzluğunu vurgulamaktır. Allah mutlak mânada yücedir, sonsuz ve sınırsızdır, zamanda ve mekânda olanlar ise sınırlıdır ve Allah bu sınırlamalardan münezzehtir. 2. Maksat gökteki meleklerdir. Onlar Allah'ın emriyle yeryüzüne inerek kendilerine verilen görevleri yerine getirirler. 3. Maksat, Allah'ın gökten inen azabıdır. Allah'ın rahmeti ve nimeti nasıl gökten iniyorsa O'nun azabı da inkârcı ve isyankârların başına gökten iner daha geniş bilgi için bk. Râzî, XXX, 69-70; Elmalılı, VII, 5232 vd.; İbnşûr, XXIX, 33. Bize göre burada geçen "gök" kelimesiyle, fizikî evrenin gökleri değil, madde ötesi, yüce olan varlık düzeyi kastedilmiş âyette belirtilen imkânların iyi değerlendirilmesi gerektiği yönünde ikazlar içeren bu âyetlerde insanların, yeryüzündeki nimetlerden yararlanırken azgınlık ve taşkınlık göstermemeleri gerektiğine, aksi takdirde yeryüzünde şiddetli felâketlerin, yıkımların vuku bulacağına, böylece Allah'ın gönderdiği uyarıcıyı peygamber, onun uyarılarını önemsemeyenlerin şiddetle cezalandırılacaklarına dikkat çekilmektedir. Nitekim 18. âyette de geçmişte gerçekleri yalan sayanların bu şekilde cezalandırıldığı hatırlatılmaktadır krş. Kasas 28/81; Hâkka 69/6-8.Kaynak Kur'an Yolu Tefsiri Cilt 5 Sayfa 42219, 20 ve 21. AYETYüce Allah'ın başka bir eseri olan kuşların uçma yeteneğine işaret edilerek Allah'ın kudretinin bir işareti daha gözler önüne serilmektedir. Yer çekimine rağmen kuşların gökyüzünde kanat çırparak uçması ve süzülmesi, her gün gördüğümüz için önemini gözden kaçırdığımız, gerçekte ise Allah'ın sanat ve kudretini gösteren hârika olaylardandır. Kuşlara bu yeteneği veren Allah'tır. Burada Allah'ın merhametini yansıtan Rahmân isminin kullanılmış olması, O'nun mahlûkata merhametle muamele ettiğini, varlık düzeninin O'nun rahmetinden bir yansıma olduğunu ima eder. 21. âyette "rızık" kelimesiyle ifade edilen nimetler de Rahmân isminin sürekli tecellisi olup bu tecelli bir an kesilecek olsa hayatın bütünüyle yok olacağına dikkat Kur'an Yolu Tefsiri Cilt 5 Sayfa 422-42322. AYETŞeytanlara uyarak, mânevî körlük içinde bâtıl yollarda giden inkârcı nankör ile hak yolda yürüyen mümin temsilî olarak karşılaştırılmakta, bunlardan hangisinin hedefine daha güvenli olarak ve şaşmadan ulaşacağı soru-cevap yöntemiyle Kur'an Yolu Tefsiri Cilt 5 Sayfa 42323 ve 24. AYETDoğduğunda hiçbir bilgiye sahip olmayan insana bilgi vası­talarından kulaklar, gözler ve kalpler akıllar verildiğinin hatırlatılması, insanın en değerli ve ayırıcı niteliğinin gözlem ve düşünme kapasitesi olduğuna ve bu nimetleri verene şükretmek gerektiğine işaret eder. Bu nimetler aynı zamanda Allah'ın eşsiz sanatını ve sonsuz kudretini göstermesi bakımından da önemlidir. Muhatabın sağduyusuna hitap edilerek onun yanlış inanç ve tutumlardan kurtulması, Allah'ın varlığına ve birliğine iman etmesi istenmektedir. Allah Teâlâ'nın sonsuz kudretini gösteren delillerden biri de insanoğlunun yeryüzünde yaratılması, türetilmesi ve çoğaltılmasıdır. Onları bu şekilde türetip yer­yü­züne yayma gücüne sahip olan Allah, öldükten sonra dirilterek huzurunda toplamaya da kadirdir. Nitekim 24. âyetin son cümlesinde, "Sadece O'nun huzurunda gelip toplanacaksınız" ifadesiyle buna işaret edilmiştir bu âyetlerin tefsiri için ayrıca bk. Nahil 16/78; Mü'minûn 23/78-79.Kaynak Kur'an Yolu Tefsiri Cilt 5 Sayfa 42325, 26 ve 27. AYETBir önceki âyette insanların kıyamet gününde Allah'ın huzurunda toplanacakları haber verilince inkârcılar öğrenmek için değil, Hz. Peygamber'le alay etmek maksadıyla bu olayın ne zaman gerçekleşeceğini sormuşlardı. Devamındaki âyette bu soruya Hz. Peygamber'in nasıl cevap vermesi gerektiği bildirilmektedir. 27. âyette de inkârcıların âhirette azabı gördüklerindeki halleri anlatılmakta, inanmadıkları âhiret azabını ve kıyametin korkunç olaylarını yakından gördükleri zaman yüzlerinde meydana gelen üzüntü belirtileri ve psikolojik çöküntü tasvir edilmekte veya –bizim tercih ettiğimiz meâle göre– inkârcıların yüzlerinin kara çıkacağı ve mahcup olacakları bildirilmektedir. İşte inkârcılar, dünyada inkâr ettikleri ve alay ederek gelmesini istedikleri azabın bu azap olduğunu ya kendi aralarında konuşurlar veya melekler tarafından onlara ve 29. AYETMüşrikler Hz. Peygamber'in ölümünü istiyor ve bunu açık bir şekilde dile getirmekten de çekinmiyorlardı bk. Tûr 52/30-31. Hatta onu öldürmek için tuzak kuruyor bk. Enfâl 8/30, böylece ondan ve getirdiği dinden kurtulacaklarını sanıyorlardı. İşte bu âyetler onların niyet ve beklentilerine bir cevap olmak üzere inmiştir bk. Râzî, XXX, 76. 28. âyette Hz. Peygamber'in varlığına son verilmesinin veya ölümünün ertelenmesinin müşrikler için herhangi bir fayda sağlamayacağı, kendilerine verilecek elem verici cezayı önleyecek bir gücün de asla bulunmadığı ifade ayrıca hayatın ilâhî bir rahmet olduğuna, Hz. Peygamber'in de eceli geldiğinde öleceğine işaret edilmektedir İbnşûr, XXIX, 51-52. 29. âyette ise müminlerin inandıkları ve güvendikleri Tanrı'nın esasen müşriklerce de bilinen ve Rahmân ismiyle anılan yüce Allah olduğu belirtilmiş, bu gerçeğin kendilerine tebliğ edilmesi Hz. Peygamber'e Kur'an Yolu Tefsiri Cilt 5 Sayfa 42530. AYET Allah'ın kudretini, lutufkârlığını yeniden hatırlatan bu âyet 15 ve 21. âyetlerle bağlantılı olup kuvvetli ihtimalle Hz. Peygamber ile müşrikler arasında geçen bir tartışmanın sonucu olarak onlara yöneltilmiş eleştiri ve uyarı amaçlı bir sorudur. 15. âyette Allah'ın yeryüzünü kullanışlı hale getirdiği ifade edildikten sonra insanlardan O'nun yarattığı rızıklardan yararlanmaları istenmiş; 21. âyette de rızkın Allah'a ait olduğu, O verdiği rızkı kestiği takdirde rızık verecek birinin asla bulunmayacağı bildirilmişti. Burada da rızıkların en önemlisi ve hayatın ana unsuru olan suyun yerin derinliklerine çekilmesi halinde Allah'tan başka yeryüzünde su yaratacak bir gücün bulunmadığına işaret edilerek, böylesine eşsiz kudretin sahibi yüce Allah'ı bırakıp da bâtıl tanrılara tapanlar, ne kadar yanlış bir yolda oldukları üzerinde düşünmeye Kur'an Yolu Tefsiri Cilt 5 Sayfa 425-426 Kuran Dini Gündem Haberler Mülk Sûresi 26-27. Ayet Tefsiri Hakkında Konusu Nuzül Fazileti Mülk Sûresi Hakkında Mülk sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 30 âyettir. İsmini, birinci âyette geçen اَلْمُلْكُ mülk kelimesinden alır. تَبَارَكَ tebâreke kelimesiyle başladığı için, Tebâreke Sûresi diye de isimlendirilmiştir. Ayrıca sûre, kendisini okuyanları kabir azabından koruduğu yönündeki bir rivayetten hareketle اَلْوَاقِيَةُ Vâkiye koruyucu, اَلْمُنْجِيَةُ Münciye kurtarıcı, اَلْمَانِعَةُ Mânia engelelyici ve اَلْمُجَادِلَةُ Mücâdile savunucu isimleriyle de anılır. Kur’ân-ı Kerîm’in bu sûreyle başlayan 29. cüzü, “Tebâreke cüzü” olarak bilinir. Mushaf tertîbine göre 67, nüzûl sırasına göre ise 77. sûredir. Mülk Sûresi Konusu Allah Teâlâ’nın yüceliğini ve üstün kudretini zikrederek başlayan sûre, ölüm ve hayatın hikmetini bildirir. Cenâb-ı Hakk’ın kâinatta tecellî eden kudret delillerine dikkat çekerek, O’nun insanları yeniden dirilteceğini, dolayısıyla inananların mükâfat görüp, kâfirlerin cezalandırılacağını haber verir. Mülk Sûresi Nuzül Sebebi Mushaftaki sıralamada altmış yedinci, iniş sırasına göre yetmiş yedinci sûredir. Tûr sûresinden sonra, Hâkka sûresinden önce Mekke’de nâzil olmuştur. Mülk Sûresi Fazileti Resûlullah Mülk sûresinin faziletiyle ilgili şöyle buyurmuştur “Kur’ân-ı Kerîm’de otuz âyetlik bir sûre vardır ki, okuyan kimseye şefaat eder ve onun günahı bağışlanır. Bu sûre Tebârekellezî bi-yedihi’l-mülk’tür.” Ebû Dâvûd, Ramazan 10; Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’an 9 “Mülk sûresi kabir azabına karşı bir engel ve bir kurtarıcıdır, insanı kabir azabından kurtarır.” Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’an 9Peygamberimiz 32. sûre olan Secde sûresiyle beraber bu Mülk sûresini okumadan istirahata çekilmezdi. Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’an 9 قُلْ اِنَّمَا الْعِلْمُ عِنْدَ اللّٰهِۖ وَاِنَّمَٓا اَنَا۬ نَذ۪يرٌ مُب۪ينٌ ﴿٢٦﴾ فَلَمَّا رَاَوْهُ زُلْفَةً س۪ٓيـَٔتْ وُجُوهُ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا وَق۪يلَ هٰذَا الَّذ۪ي كُنْتُمْ بِه۪ تَدَّعُونَ ﴿٢٧﴾ Karşılaştır 26 De ki “Onun bilgisi, sadece Allah katındadır. Ben ise apaçık bir uyarıcıyım!” Karşılaştır 27 Nihâyet kıyâmeti yakından gördüklerinde inkâr edenlerin yüzleri korku ve kederden simsiyah kesilir. Onlara “Alay ederek küs­tahça isteyip durduğunuz şey işte bu!” denilir. TEFSİR Kâfirler inkâr edip, “Ne zaman kopacak şu kıyâmet?” diyerek alaya alsalar da, Allah Teâlâ’nın kesin olarak belirlediği anda ölüm mutlaka gelecek, kıyâmet mutlaka kopacaktır.[1] Fakat bu kâfirler için hiç de hayır getirmeyecektir. Çünkü onlar inanmadıkları kıyâmetin korkunç manzaralarını ve âhiret azabını yakından gördükleri zaman korku, keder, pişmanlık ve perişanlıktan yüzleri simsiyah kesilecektir. bk. Âl-i İmrân 3/106-107 Kendilerine va’dedilen korkunç günün işte o gün olduğunu anlayacaklar; melekler de onlara iyice anlasınlar diye “Alay ederek küstahça isteyip durduğunuz şey işte bu!” Mülk 67/27 diyecekler. Dolayısıyla kâfirlerin, hasretle bekledikleri şekilde Peygamber ölmesi veya mü’minlerin yok olup gitmesiyle rahatlayacaklarını sanmaları boşunadır[1] Güneşin yaklaşık % 75’ini hidrojen, % 23’ünü helyum, % 2’sini ise diğer kimyasal elementlerden oluştuğu bilinmektedir. Hidrojenin helyuma dönüşmesi sırasında büyük bir enerji açığa çıkar. Füzyon adı verilen bu olayda, bir saniyede 600 milyon ton hidrojenin helyuma dönüşmesi söz konusudur. Bu da yaklaşık 4,5 milyon tonluk bir kütleyi oluşturmaktadır. Başka bir ifadeyle, güneş kütlesi bir saniyede 4,5 milyon ton kadar küçülmekte ya da hafiflemektedir. Bu küçülme bir günde 226,8 trilyon tonu bulmaktadır. Zihinlerimizi zorlayan bu kadar fazla orandaki küçülme, güneş kütlesinin dev büyüklükte olmasından dolayı çok yavaş seyretmektedir. Dolayısıyla, tamamen yok olması belki de 4 veya 5 milyar yılı bulacaktır. Ancak bütün yakıtı bitmeden de, bir başka sistem tarafından çekilebilir. Buna göre güneş bir gün mutlaka ama mutlaka yok olacak, o zaman da Kur’an’ın haber verdiği gibi kâinatın kıyameti kopacaktır. Kaynak Ömer Çelik Tefsiri ❬ Önceki Sonraki ❭ Your browser doesn’t support HTML5 audio فَلَمَّا رَأَوْهُ زُلْفَةً سِيٓـَٔتْ وُجُوهُ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ وَقِيلَ هَٰذَا ٱلَّذِى كُنتُم بِهِۦ تَدَّعُونَ Fe lemmâ reevhu zulfeten sîet vucûhullezîne keferû ve kîle hâzellezî kuntum bihî teddeûnteddeûne. Onu azabı yakından gördükleri zaman inkâr edenlerin yüzleri kötüleşir ve onlara, “İşte bu, alaylı bir biçimde isteyip durduğunuz şeydir” denir. Türkçesi Kökü Arapçası ne zaman ki فَلَمَّا onu görünce ر ا ي رَأَوْهُ yakından ز ل ف زُلْفَةً kötüleşti س و ا سِيئَتْ yüzleri و ج ه وُجُوهُ kimselerin الَّذِينَ inkar edenlerin ك ف ر كَفَرُوا ve dendi ق و ل وَقِيلَ işte budur هَٰذَا الَّذِي olduğunuz şey ك و ن كُنْتُمْ onu بِهِ çağırıyorlar د ع و تَدَّعُونَ Diyanet İşleri Başkanlığı Onu azabı yakından gördükleri zaman inkâr edenlerin yüzleri kötüleşir ve onlara, “İşte bu, alaylı bir biçimde isteyip durduğunuz şeydir” denir. Diyanet Vakfı Ama onu azabı yakından gördükleri zaman, inkâr edenlerin yüzleri kararacak ve kendilerine İşte sizin isteyip durduğunuz budur! denecektir. Elmalılı Hamdi Yazır Sadeleştirilmiş Derken vakti gelip de onu yakından gördüklerinde o inkar edenlerin yüzleri kötüleşti ve İşte o sizin kendinize davet edip durduğunuz budur!» denildi. Elmalılı Hamdi Yazır Onu yakın görünce inkâr edenlerin yüzleri kötüleşti. Ve İşte çağırıp durduğunuz şey budur!» dendi. Ali Fikri Yavuz Nihayet vakti gelip de o vaad olunan azabı yakından gördüklerinde o kâfir olanların yüzleri kötüleşivermiştir ve onlara şöyle denilmiş olacaktır “- İşte sizin istediğiniz ve vuku bulmaz dediğiniz azap budur!... Elmalılı Hamdi Yazır Orijinal Derken vaktı gelip de onu yakından gördüklerinde o küfredenlerin yüzleri kötüleşiverdi. Ve denildi ki işte, o sizin kendilerine da´vet edip durduğunuz budur Fizilal-il Kuran Fakat azabı gördükleri zaman, inkar edenlerin yüzleri kararır ve kendilerine işte sizin arayıp durduğunuz budur» denir. Hasan Basri Çantay Artık onu yakında gördükleri zaman o küfredenlerin yüzleri kötü bir haale getirilmiş ve onlara İşte bu, sizin çarçabuk istediğiniz ve aksini iddia etdiğiniz şeydir» denilmişdir denilecek. İbni Kesir Onu yaklaşırken gördükleri vakit, küfredenlerin yüzleri buruştu. Ve Sizin isteyip durduğunuz işte budur, denildi. Ömer Nasuhi Bilmen Vaktâ ki, onu o azabı yakın bir halde görüverdiler. Kâfir olmuş olanların yüzleri çirkinleşmiş oldu ve denildi ki İşte bu odur ki, siz bunu talep ettiniz.» Tefhim-ul Kuran Nihayet onu pek yakında gördüklerinde, o küfretmekte olanların yüzleri kötüleşip karardı. Ve İşte bu, sizin gerçekleşmeyecek diye öne sürüp durduğunuz şeydir» denildi. Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır. Elleżî ḣaleka-lmevte velhayâte liyebluvekum eyyukum ahsenu amelâens ve huve-l’azîzu-lġafûruÖyle bir mabuttur ki yaratmıştır ölümü ve dirimi, hanginiz daha güzel işte bulunacak, sınamak için sizi ve odur üstün olan ve suçları örten. O, İslam’a ve insanlığa uygun davranış, ahlâk ve anlayışta amel bakımından hanginizin daha iyi daha güzel ve daha verimli olacağını denemek ve hak ettiği karşılığı vermek için, dünyada yaşatıp ölümü ve ahirete kaldırıp sonsuz hayatı yaratmıştır. O, Üstün ve Güçlü olandır, çok hanginizin daha güzel iş yapacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O güçlüdür, O'nun gücüne hiçbir güç erişemez ve tek bağışlayan da O' daha güzel, daha değerli, devamlı bilinçli ameller işleyeceğini, işini daha güzel yapacağını denemek için dünyada ölümü, dünyada ve âhirette hayatı yaratanAllah' kudretlidir, hükümrandır, salih amel işleyenleri koruma kalkanına alır, çok Kur’an-ı Kerim, 2/28; 18/ amelinin daha güzel olduğu konusunda sizi denemek için ölümü ve hayatı yaratan O'dur. O yücedir, amel davranış ve eylem bakımından hanginizin daha iyi ve güzel olacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstün ve güçlü olandır, çok hanginiz daha güzeldir diye, sizi imtihan etmek için hem ölümü, hem hayatı icad eden O'dur. O, Azîz'dir= her şeye gâlibdir, Gafûr'dur= çok Allah ki, hanginizin amelce daha iyi olduğunu denemek için ölüm ve hayatı yaratmış. O Aziz ve Gafurdur. İzzetiyle günahkârları cezalandırır, mağfiretiyle de müminleri mükâfatlandırır.Hanginizin daha güzel/iyi amel yapacağınızı denemek için yoklukla varlığı yaratan, O'dur. O mutlak galiptir; affedicidir.Hanginiz daha güzel iş görecek?» diyerek, ölümü de, dirimi de yarattı; O emredir, O bağışlarO, davranış ve eylem bakımından hanginizin daha güzel amel edeceğini sınamak için ölümü ve ve her iki âlemde hayatı yarattı. O, mutlak güç sahibidir, çok 18/7, 76/2Dünya ile ahiret bir bütündür. Dünya, insanın eğitimi ve tekâmülü için geldiği bu bütünün çok küçük bir cüz’üdür. Dünyaya gelişin ana a... Devamı..Memât ve hayâtı halk itdi ki en iyi kimin hareket ideceği ma’lûm olsun. Allâh ’azîz ve daha iyi iş işlediğini belirtmek için, ölümü ve dirimi hayatı yaratan O'dur. O, güçlüdür, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok ki, hanginizin daha güzel davranacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır. O, mutlak galiptir, çok bağışlayıcıdır. Hayat, anlamsız bir var oluş olmadığı gibi ölüm de sonu hiçlik olan bir yok oluş değildir. Aksine hayat, bir hayırlı faaliyetler alanı, ölüm ise bu f... Devamı..Hanginizin daha güzel işler yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, Üstündür, hanginizin daha güzel iş yapacağınızı denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstündür, ki ölümü ve dirimi kadir edip yarattı, sizi imtihana çekip şunu bildirmek içinki hanginiz amelce daha güzel, hem o öyle azîz öyle gafurHanginizin daha iyi iş yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratan O'dur. O, Mutlak Üstün Olan'dır, Çok Bağışlayıcı' hanginizin daha güzel amel ve hareket edeceğini hakkınızda imtihan etmek için ölümü de, dirimi de takdîr eden ve yaratandır. O, gaalib-i mutlakdır, çok ki, hanginiz amelce daha güzeldir diye sizi imtihân etmek için ölümü ve hayâtı yarattı. Ve O, Azîz kudreti dâimâ üstün gelendir, Gafûr çok mağfiret eden siz insanlardan hanginizin bir amelin en güzelini yapacağını belirlemesi için, ölümü de, hayatı da yaratan, çok güçlü ve bağışlayıcı olan da O’ de, dirimi de yaratan Odur, hanginizin en güzel işler işliyeceğini sınamak için. O, erklidir, daha iyi amelde bulunacağını denemek için ölümü, diriliği yaratan, O/dur. O, yegâne galiptir, daha güzel işler yaptığını/amel ettiğini sınamak için ölümü ve hayatı¹ yaratan O’dur. Zira O, Azîz’dir, Gafûr’dur,1 Bu ayetten ölüm ve hayatın bir sınav için olduğunu anlıyoruz. Önce ölüm sonra hayat amel bakımından hanginizin daha iyi olacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstün güç sahibi olandır, çok Allah ki, hanginiz daha güzel işler yapacak diye sizi imtihân etmek için ölümü ve her iki âlemde hayatı O, sınırsız izzet ve kudret sahibidir, bununla birlikte, çok ama çok ki hanginiz amel bakımından daha güzel diye sizi denemesi için Ölüm’ü ve Hayat’ı yarattı. Gafûr Azîz O’ sınamak, en güzel eseri kimin yapacağını belirlemek için ölümü ve dirimi yaratan Allah, güç ve hoşgörünün de hanginizin daha güzel şeyler yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır. Sizler doğum, ölüm ve dünya hayatı için değişik yorumlar yapabilirsiniz. Bunların hiçbir kıymeti yoktur. Biz insanı denemek için dünya hayatı verdik. Bakalım yaratılan varlıklar olarak, yaratıcıları olan Allah’a inanacaklar mı? Gönderilen yasalara uyacaklar mı? Yoksa keyiflerine göre yasalar uydurup, Allah’ın yasalarına karşı mı çıkacaklar? Bilseler! İnsana verdiğimiz ömrün yanında dünya hayatı bir hiçtir. Çok kısadır. Yaratıldıkları andan itibaren dünyaya geliş süreçleri, dünya sonundaki ahiret hayatları çok uzundur. İnsan kısacık dünya hayatını keyfine göre yaşamak için ahiret hayatını kaybeder. Hâlbuki insana düşünmesi için akıl verdik. Yol göstermesi için elçiler seçtik. Elçilerle vahiy gönderdik. Ama insan şımardı, azdı. Resullerimizi, ayetlerimizi yalanladı. Kısa bir hayat için kendini bir şey zannetti! Etrafına bakmıyor mu? Dünya hayatını yaşayanlar ölüp gidiyor. Sonra ahiret hayatları başlıyor. Dünya insan için gelip geçici bir misafirliktir. İnsanın asıl hayatı ahiret hayatıdır. Hanginizin daha güzel davranacağınızı denemesi için ölümü ve hayatı yaratan O’dur. O güçlüdür, çok ölümü ve hayatı; hanginizin daha güzel iş yapacağını denemek¹ için yarattı² ve O çok güçlüdür, çok Allah, yarttığı kullarından insanlar ve cinleri sadece kendisine kulluk etsinler, kendisinden başka Mabut tanımasınlar ve Allah’ın kullarına kul olm... Devamı..O, hem ölümü, hem de hayatı yaratmıştır ¹ ki sizi sınamaya tâbi tutsun [ve böylece] davranış yönünden hanginiz daha iyidir [onu göstersin] ve yalnız O[nun] kudret sahibi ve çok bağışlayıcı [olduğuna sizi inandırsın].1 Burada “ölüm” olarak nitelenen şeyin Allah tarafından yaratılmış olduğu vurgulandığı için “ölüm”ü “var-olmama” ile aynı görmek yanlış olur. Aksine ö... Devamı..O ölümü ve hayatı, hanginizin daha güzel davranacağını sınamak için yaratmıştır. O mutlak üstün ve yüce olan ve eşsiz bağışlayandır. 5/48, 15/49O, ölümü ve hayatı hanginizin daha güzel davranacağını sınamak için yaratmıştır[⁵¹⁹⁸] O mutlak üstün ve yüce olandır, eşsiz ve benzersiz bağışlayandır.[5198] Ölümü yaratması, hem canlıların can verilmeden önceki elementer kökenine, hem varlığın zıddı olan yokluğa delâlet eder Krş 228. Zımnen Ölü... Devamı..O ki, ölümü ve hayatı yarattı, hanginizin amelce daha güzel olduğunuzu imtihan için ve o, bihakkın galiptir, çok daha güzel iş ortaya koyacağını denemek için, ölümü ve hayatı yaratan O'dur. O azîzdir, gafurdur üstün kudret sahibidir, affı ve mağfireti boldur. [2, 28; 18, 7]O, hanginizin daha güzel iş yapacağınızı denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstündür, ve hayatı yaratan odur[*]. Bunlar; hanginiz daha güzel iş yapacak diye sizi yıpratıcı bir imtihandan geçirmek içindir. O güçlüdür, bağışlayıcıdır.[*] İnsan ortaya çıkıncaya kadar uzunca bir zaman geçer İnsan 76/1. Onu oluşturan parçalar vardır ama o yoktur. Sonra yaratılır ve yıpratıcı bir imt... Devamı..Ölümü ve hayatı, hanginizin daha iyi çalışacağını denemek için yaratan O'dur, Güçlü ve bağışlayıcı O'dur!Hanginiz daha güzel işler yapacaksınız diye sizi sınamak için ölümü de, hayatı da yaratan Odur.1 Onun kudreti herşeye üstündür; O çok bağışlayıcıdır.1 Ölümün de yaratılmış olması, onun sadece hayatın yokluğundan ibaret bir hal olmadığını, başlı başına bir varlık, hattâ bir âlem olduğunu gösteriyo... Devamı..Hanginizin daha güzel iş yapacağını belirlemek için sizi imtihana çekmek üzere ölümü ve hayatı yaratan O'dur. Azîz'dir O, Gafûr' kim yarattı ölümi daħı dirliġi tā śınaya sizi ķanķıñuz görklürekdür 'ameldin yaña. daħı ol beñdeşsüzdür Allāhdur yaratdı ölümi ve dirligi sizi ṣınamaġ‐ıçun ki ḳanḳıñuz yaḫşıamel işler. Daḫı oldur emrine ġālib ve günāhlar əməlcə daha gözəl olduğunu sınamaq bəlli etmək üçün ölümü və həyatı yaradan Odur. O, yenilməz qüvvət sahibidir, çox hath created life and death that He may try you, which of you is best in conduct; and He is the Mighty, Forgiving,He Who created Death5556 and Life, that He may try which of you is best in deed5557 and He is the Exalted5558 in Might, Oft-Forgiving;-5556 Created Death and Life. Death is here put before Life, and it is created. Death is therefore not merely a negative state. In 228 we read "Seein... Devamı..

mülk 27 ayet vermek istediği mesaj