necip fazıl kısakürek yılbaşı sözleri
Necip Fazıl Kısakürek ölüm yıldönümünde kendi sözleri ve şiirleriyle anılıyor. Necip Fazıl Kısakürek 25 Mayıs 1983'te aramızdan ayrıldı. Türk edebiyatının en önemli figürlerinden olan Necip Fazıl, dillere pelesenk olan yüzlerce söze ve şiire imzasını attı.
NecipFazıl Kısakürek Sözleri Kendisi Şair-i Azam unvanına sahiptir. Daha öncelerinde maddi ve belli kaynaklar üzerine yoğunluk gösteren şairimiz hayatında bir dönüm noktası yaşayarak çok farklı bir noktaya ulaşmıştır. Bu dönüm noktası ise bir vapur seferinde karşılaştığı Abdülhakim Arvasi’dir. Şairi Azam’ın hayatı bu noktadan sonra değişecektir. Maddi
İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal, hamallık ki sonunda ne rütbe var ne de mal. Marifetli hokkabaz başını kaldır da bak. Gökte bir oynayan var yıldızlarla kaydırak. Ölüm ölene bayram, bayrama sevinmek var; oh ne güzel, bayramda tahta ata binmek var! Bana bir ben lazım, bir de beni anlayan.
Necip Fazıl Kısakürek Aşk Sözleri. Ne hasta bekler sabahı, ne taze ölüyü mezar. Ne de şeytan, bir günahı, seni beklediğim kadar. Necip Fazıl Kısakürek. Aşk korkuya peçedir, korku da aşka perde, Allah’tan nasıl korkmaz, insan O’nu sever de Geminin tek kaptanı olur gerisi mürettebattır.
Biz yılbaşında hediye getiren noel babanın değil, Miraç’tan ‘Namaz’ getiren; Hz.Muhammed (s.a.v.) in ÜMMETİYİZ ! Necip Fazıl Kısakürek “Zulüm yapanlara en ufak bir meyil göstermeyin, yoksa size ateş dokunur. Sizin Allah`tan başka velileriniz de yoktur, sonra yardım da göremezsiniz.” (Hûd, 11/113)
Site De Rencontre Ça Marche Ou Pas. Gönlüm ne dertlidir, ne de bahtiyar; ne kendisine yar, ne kimseye yar… Bir rüya uğrunda ben diyar diyar, gölgemin peşinden yürür giderim… Necip Fazıl Kısakürek Çok sıkıldıysan hayattan bir mezarlığa git. Ölüler iyi bilir; yaşamak güzeldir. Üç günlük dünya için gayret üstüne gayret, ebedi bir yaşam için gayret yok hayret. Bana çağ dışı diyorlarmış. Ne büyük bir onur! Ben bu çağın dışında kalmayayım da, içinde mi boğulayım. Gökler ağlıyor, biz ağlamışız çok mu? Bize yobaz diyorlar, haberin yok mu? Ölüm herkesin başına gelir, ama geç ama erken… Ya kazanırken, ya da kazandığını yerken. İçimizde bu kadar perişan hale getirilmeseydik; dışımızda bu kadar hürmetsizliğe uğramayacaktık. Bana bir ben lazım, bir de beni anlayan. Beni bir ben anlarım, bir de beni yaradan… Kadın mezarlığa girerken başını kapıyor, dışarı çıkarken açıyor, ölüye karşı kapayıp, diriye karşı açmak akıl almaz. Yalnızım diye üzülmüyorum çünkü biliyorum, yalnız insanın ihanet edeni de olmaz. Gençliğine doyamadan gitti, derler. Doymak mümkün mü ki, doyup da gitsin. Doymak burada değil. Burası acıkmanın yeri. Düşünmek şu, bu değil, öteleri düşünmek; sizinse düşünceniz yataklarda eşinmek. Sonunda “eyvah” diyeceğin şeylere, başında “eyvallah” deme. Pişman ol fakat pişman ölme. Zamanı kokutanlar mürteci diyor bana; yükseldik sanıyorlar, alçaldıkça tabana. NFK Sözleri Hayatın çilesine tahammül gerek, değil mi ki sefa ile cefa müşterek? Sizce ağlamak için gözyaşı mı gerek, bazen dertliler de ağlar ama gülerek. Necip Fazıl Kısakürek Her kahkaha da Allah’a şükretmiyorsan, neden her ağladığında ona kızıyorsun? Ben Türkiye’yi yerin üstündeki 35 milyon ölünün değil, yerin altındaki 35 milyon dirinin koruduğuna inanırım. Güzel Allah’ım, senden ne gelecekse gelsin; sen ki, rahmetinle de, kahrınla da güzelsin… Ne bir hasret dinle, ne bir ah işit; bir yaprak ol, esen rüzgarlarla git… Bir tarafta ruhi harikalar ve öbür tarafta yalçın vahşetler diyarının akıl haysiyeti tanımayan, içinde anlatılmaz bir kuvvet ve dışında anlaşılmaz bir zaaf taşıyan illetli beşeriyet hârası… Öleceğini bilerek yaşayan tek canlı insandır. Ve hiç ölmeyecekmiş gibi yaşar. İnsanın kazandığı paradan değil, paranın kazandığı insandan kork. Armut deyip geçmeyin! Onun ilk hecesi çoğu kişide yoktur. Kula karşı utanmak, Allah’a karşı hicabın ifadesidir. Kula karşı utanmadığını gösteren, Allah’tan utanmıyor demektir. Ömür ağaç dalında savrulan bir yapraktır. Ne kadar genç olursan ol, sonun kara topraktır. İnsanı olgunlaştıran yaşı değil, yaşadıklarıdır. Ben geçmişimi dürdüm, büktüm, çöpe attım. Çöpü karıştırmak köpeklerin işidir. Necip Fazıl Kısakürek Ne insanlar var bu dünyada! Nasıl elleri gider, nasıl dilleri vardır. Menfaatinden başka bir şey düşünen var mı? Başı boş, gözü kör, dizginsiz isteklerimizin bizi ne kadar çirkinleştirdiğini gör artık! Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek; Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek? İnsanlar birbirinin göz bebekleri içinden bakabilirler ve kelimelerdeki ortaklıklarını tek fert halinde yaşayabilirler mi? Sonsuz öksüzlük… Kendini Allah’a esir ver ki, hürriyeti bulasın ve hayvan hürriyetinden kurtulasın! Ne görsem, ötesinde hasret çektiğim diyar; kavuşmak nasıl olmaz, mademki ayrılık var? Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız! Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader; Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider! Bir takım insanlar da var ki, ağlamıyorlar. Ağlamak onlara zor geliyor. Bir incir dalına asılmaktan daha zor. Dağı tanıyan, nasıl tanımaz uçurumu? Madem ki yükseliş var, iniş olmaz olur mu? Aya giden, yıldıza giden milletlere imrenen Türk Gençliği! Yirmi yaşındaki Fatih’in ahlak fezasından düştüğünüz bugünkü çöplüğe bakın ve utanın! Hayatın gizli bir şuuru olduğuna inanmak istiyorum. Öyle bir şuur ki, kendisini, yok gösterecek kadar gizleyebilmiştir. Aydınlık yolu herkes bulur, mesele karanlık yolda ışık aramak. Dipsiz bir uçuruma sarkıyorum. Yakalayabildiğim bir iki ot tutuyor beni. Bu otlar sökülüyor. Yumuşak toprağın içinden kökleriyle beraber geliyor. Düşüyorum! Necip Fazıl Kısakürek Aşk Sözleri Ne hasta bekler sabahı, ne taze ölüyü mezar. Ne de şeytan, bir günahı, seni beklediğim kadar. Necip Fazıl Kısakürek Aşk korkuya peçedir, korku da aşka perde, Allah’tan nasıl korkmaz, insan O’nu sever de… Geminin tek kaptanı olur gerisi mürettebattır. Kalbinde tek sahibi olur gerisi teferruattır. Kimileri vardır; aşkın en yücesine layıktır. Kimileri vardır; aşkın en yücesini versen de, aşağılıktır. Aşk… Başımıza ne geldiyse aşkımızı kaybetmekten geldi. Bir asfaltı her gün sulasan da sana çiçek veremez çünkü; asfaltın tabiatında güzellik yoktur. Kula kulluk etme! Unutma ki sen de kulsun. Ve kimseye gerektiğinden fazla önem verme! Yoksa, unutulursun. Allah’ım beni sıkma yoksa ne kadar merhametli olduğunu açığa vururum, sana tapacak tek kişi bulamazsın! Dostunu bulan aşk sonsuz ömürlü, sevgili bayatlar ama aşk yeni. Gönlüm ne dertlidir, ne de bahtiyar; ne kendisine yar, ne kimseye yar. Ben de bir insanım. Hiçbir fevkaladeliğim yok. Bir kadere bağlıyım. Bir takım zaaflarla doluyum. Belki herkesten daha zayıf. Yaşayamıyoruz. Resimlerimiz, fotoğraflarımız kadar yaşayamıyoruz. Mendilimiz, gömleğimiz, potinlerimiz kadar yaşayamıyoruz. Necip Fazıl Kısakürek Özlü Sözleri Ayağın taşa takıldığında; Allah kahretsin! bile deme, Dua et ki; taşa takılan bir ayağın var. Necip Fazıl Kısakürek Tohum saç, bitmezse toprak utansın! Hedefe varmayan mızrak utansın! Hey gidi küheylan, koşmana bak sen! Çatlarsan, seni doğuran kısrak utansın! Akıl, akıl olsaydı ismi gönül olurdu; Gönül gönlü bulsaydı bozkırlar gül olurdu. Tereddüt edersen bacakların seni taşımaz. “Yürüyeceğim” de, bas ve yürü… Şair, madde değil de mana halinde cami kapılarının önünü dolduran Allah dilencilerinin en güzelidir. Diz çök ey zorlu nefis, önümde diz çök! Heybem hayat dolu, deste ve yumak. Sen, bütün dalların birleştiği kök; biricik meselem, sonsuza varmak… Kendisinin dışına çıkmak isterken, birdenbire kendisine, hem de o zamana kadar hiç tanımadığı kendisine rast gelmiştir. Seni ilk tanıdığım zaman, bende bulduğun bir zaaf anının hüviyetini, daimi mahkumiyet elbisesi diye giydirdin. Zaman; Allah’ın eşya ve madde üzerine attığı bir ağdır. Bir balık ağı sanki… İçinde olmayan hiçbir şey yok. Her şey o ağın içinde, o ağın muhtevası… Bilemem, susarak ölmek mi hüner? Lisan çıldırıyor, dil nasıl döner? Sırma renginde pislik, dünyanın süsü püsü. Bende tek aziz eşya annemin baş örtüsü… Fakat kimse, müsbet ilimlerin atlı karıncasında sarhoş hale gelen insanın beklediği yeni ümit şarkısını besleyemedi. Necip Fazıl Kısakürek Dini Sözleri Ya Allah’a baş eğer hiç kimseye eğmezsin, ya da herkese baş eğer hiçbir şeye değmezsin… Necip Fazıl Kısakürek Dinin olmadığı yerde hiçbir şey yoktur; yokluk bile yok… Şiir ve sanatsa hiç yok! Sana Allah’ın Resulü olarak, getirdiğin ölçülerin hepsiyle birden, bildiğim ve bilmediğim, anladığım ve anlayamadığım her emrini hak bilerek inanıyorum. Bizler açlıktan karnına taş bağlayan peygamberin, doymak bilmeyen ümmetiyiz. Yalnız Allah var! Var olan yalnız Allah! Her şey o kadar yok ki, yalnız Allah var! Allah öyle var ki, kendisinden başka hiçbir şey yok! Biz; Ayakları şişene kadar namaz kılan Peygamberin, gözleri şişene kadar uyuyan ümmetiyiz… Her şeyden evvel bize dua nasip et, bizi duadan kesme Allah’ım! Duadan ve göz yaşından… Bir namazım, bir duam, bir de eski seccadem. Hepsi hepsi bu kadar, işte benim sermayem. Neye yaklaşsam sonu uzaklık ve kırgınlık; anla ki yok Allah’tan başkasıyla yakınlık. Duayı kabul eden, dilekleri veren, vermeyi murad edince el açtıran, ancak sevdiği kuluna dua ettiren, sevmediklerinin elini ve dilini bağlayan ve kendisine yönelmekten alıkoyan Allah’ım! Bizi affet! Ben bir garip insanım. Ne tahtım var ne tacım. Tut elimden Allah’ım, yalnız sana muhtacım. Var mı Allah’tan yukarı, kabirden aşağı? Toparlan ruhum gidiyoruz, sen yukarı ben aşağı… Güzel Allah’ım, senden ne gelecekse gelsin; sen ki, rahmetinle de, kahrınla da güzelsin… İslamiyet, insanoğlunun topyekün vazife, memuriyet ve haklarını getirmiş, ruhta ve maddede bütün kemal ölçülerini sımsıkı bir ideolocya örgüsü şeklinde tamamlamış ezelî ve ebedî nizam… Necip Fazıl Kısakürek Anlamlı Sözleri Dünya güzel olsaydı, doğarken ağlamazdık. Yaşarken temiz kalsaydık, ölünce yıkanmazdık. Necip Fazıl Kısakürek Mutlak mizanda kötülükle beraber, hiçbir iyilik yoktur ki, teraziye girmeyecek olsun. An oluyor bir garip duyguya varıyorum; ben bu sefil dünyada acep ne arıyorum? Dünyanın en sert ve en yumuşak madeni; kalp… Ateşini bulsun; hemen değişir. Çocukken gün battı mı, bir köşede ağlardım; nihayet döne döne aynı noktaya vardım. Artık bütün mantık hesaplarımı kaybettim! Hem de öylesine kaybettim ki, Amerika’da bir cinayet işlense de dünya çapında bir ses sorsa, “Katil kim?”… “Benim!” diye haykırabilirim! Gençlik, gelip geçti… Bir günlük süstü; nefsim doymamaktan dünyaya küstü. Eser darmadağın, emek yüzüstü; toplayın eşyamı, işim acele! Sakın bu dünya, gözle görünür ve görünmez her şeyiyle doğacak bir çocuğu kandırmak için, bütün insanların birlik olup uydurduğu müthiş bir yalan olmasın? Ve sakın o çocuk ben olmayayım? Gördüm ki, akılla hiçbir yere varılmaz ve her şey aklın ötesindeki peygamberlik tavrına teslim olmaktan ibaret; böyle yaptım. Resulün ruh feyzine büründüm ve kurtuldum. Kendimizi kendi içimizde; fert ve cemiyetimizi içinden ve dışından kucaklayarak kendi içimizde tamamlığa erdirmeden dışarıda gözü olmak, bu iç oluşa ihanettir. Ötesi, olduktan sonra düşünülecek iş… Çilemizi bile bile, göre göre, doya doya doldurmadıkça kurtulamayız. Elverir ki ıstırap çekmeyi, acıya katlanmayı bilelim… Acı çeken, acı çekmeyi bilen, onu savmayı da bilecek olan demektir. Cam gibi mücella ve pürüzsüz bir düzlük üstünde bütün fetihleriyle yükselen İslam… İnsanlar dalga dalga, Allah dininin kapısına doğru akıyor… “Allah hiçbir nefse gücünden fazlasını yüklemez.” Derin bir nefes aldı. Kurtulmuş muydu yoksa? Madem yükü bu kadar ağırdı, demek onu çekecek güce de sahipti… Ölüm her aklına geldiğinde “ah” edip “vah” edip inleme; bu halinle rabbimi incitmiş olacaksın. Ecel kapıyı çaldığı zaman evi telaşa verme; o geldiği zaman, sen çoktan gitmiş olacaksın. Necip Fazıl Kısakürek Kapak Sözleri Basit kişiler hep ilgi görür, kaliteli kişiler ise hep yalnız kalır. Çünkü ucuz malın alıcısı çok olur. Necip Fazıl Kısakürek Öyle insanlar vardır ki; lağıma düşseler lağımı kirletirler. İki çeşit insan vardır. Zaman geçtikçe hatalarıyla yüzleşen! Zaman geçtikçe yüzsüzleşen. Yanında olduğum zaman değerimi bilmezsen, değerimi bildiğin gün beni yanında bulamazsın. Kendini dünyalar değerli sananlara kısa bir not; “Dünya beş para etmiyor.” Öz anne-babasını huzur evine gönderip, evde, kedi köpek besleyen insanların olduğu bir ülkede yaşıyoruz. İnsanlar ikiye ayrılır, vaktini beşe ayıranlar, vaktini boşa ayıranlar. Ey bir aileye bile hükmedemeyen ilerici! Üç kıtaya, yedi denize hükmeden ecdadın mı gerici?! Görüyor musunuz ki, bir taklit, bir ırkın, bir ırktan devşirdiği özenti hareketler, o ırkı kendi içinde boğuyor ve büyük köreltiyor! Yalnız göze güvenen şu kör akılcıya bak! Başını kuma sokmuş deve kuşundan ahmak! Hayvandan insana dönen yoktur ama, insandan hayvana dönen çoktur! Aldığın nefesi bile geri veriyorsan hiçbir şey senin değildir. Deli, buna para derler, para! Şeref de bu, namus da bu, akıl da bu, hikmet de bu, sıhhat de bu, hayat da bu, dünya da bu, ahiret de bu, parrra! Bak da ibret al; yere düşen yaprağa, eskiden o da yukarıdan bakardı toprağa… Necip Fazıl Kısakürek Dostluk Sözleri Ağaçtan düşen yaprak nasıl “kurumaya” mahkumsa; gönülden düşen insan da “unutulmaya” mahkumdur. Necip Fazıl Kısakürek Dostlarımı hiçbir zaman satmadım, çünkü hepsi beş para etmez çıktılar. Göz kaptırdığım renkten, kulak verdiğim sesten, affet, senden habersiz aldığım her nefesten. Dostlarım ev eşyamdı, bir bir gitti diyorum. Artık boş odalarda ölümü bekliyorum. İki zıt arasında hem bitişik zannettirecek kadar yakınlık, hem de sonsuzluk boyu uzaklık vardır. Son gün olmasın dostum, çelengim, top arabam. Alıp beni götürsün, tam 4 inanmış adam. Allah dostu odur ki nefsine tek pay biçmez. Kırk yıl bir ekşi ayran özler de onu içmez. Kalacak kim var ki dost tomarından, O’ var sana daha yakın şah damarından. Sanırım, insanların her suçunda ben varım; günah uzun bir kervan, tâ ucunda ben varım! Can taşıyan, yüreği atan her yaratığa acıyın! Ağzından kemiğini çaldıran köpeğe, her parçası ayrı ayrı kıvranan solucana, tabanı yanan çakala… Hepsinin üstünde insana; buruş buruş beyni, alnı ve çenesiyle gözyaşı döken insana acıyın! Vicdanım mı yanacak? Şu anda her yerim yanıyor. Vicdanım nasıl olmuş da kurtulmuş. Merhamet ekmek olsa da bütün aç insanlığa dilim dilim dağıtılsa, payına hiçbir şey düşmeyecek olan lanetli budur! Dostlarım malum! Düşmanımı tanımak istiyorum. Yola çıktıklarını yolda bulduklarına değişirsen; hem yolunu kaybedersin, hem dostunu. Necip Fazıl Kısakürek Etkileyici Sözleri Biz dünyada kimsenin bulamadığı huzuru arayacak değiliz. Kalkar abdest, alır huzurda eğiliriz… Necip Fazıl Kısakürek Tam otuz yıl saatim işlemiş, ben durmuşum. Gökyüzünden habersiz uçurtma uçurmuşum. Bir bölünmez ki, insan, onu zaman bölüyor; İnsan her an dirilip, her saniye ölüyor… Güzele bakmak değil, güzel bakmak sevaptır. Evet, bir varlığı bir yokluk, bir yokluğu bir varlık takip eder; Allah her an var ve yok eder. Çocuklar; dünya bir gözyaşı evinden başka ne olabilir? Ağlayanlardan olmak dururken, üstelik ağlatanlardan olmak reva mı? Ve ben ağlıyordum. Sebebini bilmeden, ne istediğimi bilmeden… Yum gözünü, kalbine her an yokluğu üfür! Kendinden geçmek iman, kendinde olmak küfür. Hasret bir rüzgar, kapı kapı aralar geçer; gördüğüm her güzel şey, beni yaralar geçer. Dünyada her nimeti bıraksam ne çıkar ki? Orada o varken, burada bırakılmaz ne var ki? Gençliğine güvenip vakit çok erken derken, belki elveda bile diyemezsin giderken! Hastanın başında, ağlayan, çırpınan, dövünen, canını vermeye kadar türlü merhamet gösterileri yapan anne mi daha merhametlidir; yoksa elinde neşteri, sırtında beyaz gömleği, sert ve sağlam adımlarla onun baş ucuna gelip canını acıtan doktor mu? Bu dünya bir benzeyiş, bir vatanı andırış; ve göz, görmediğine kendini inandırış! Ömrün ilk yarısı; ikinci yarısını beklemekle, ikinci yarısı da; ilk yarısının hasretiyle geçer. Necip Fazıl Kısakürek Sevgi Sözleri İnsan sevme hissini israf etmemeli, kim ne kadar sevilmeye layıksa, onu o kadar sevmeli. Necip Fazıl Kısakürek Ellerimi daha sık, daha sık! Yaşadığımı, hayatta olduğumu, senin olduğumu anlayayım… Ben kendimin değil, seninim! Sevdiğini belli et… Gizlemek başkalarına fırsat vermektir. Bana, yakan gözlerle, bir kerecik baktınız; Ruhuma, büyük temel çivisi çaktınız! İnsan kadınını ne kadar sevmelidir ki, nihayet onu aşacak ve Leyla’yı Mevla ile değiştirecek hale gelsin… Ve ondan sonra hem de kadınla el ele büyük rejime istidat kazansın… Gözüm aklım, fikrim var deme hepsini öldür! Sana çöl gibi gelen. O, diyorsa göldür! İnsan ne aptaldır! Mucize içindeyken mucize bekler. Bir kalbim var ki benim, sevdiğinden burkulur. Kahredenden ziyade, sevilenden korkulur. Kadından, kendisinde olmayanı isteriz; hasret yerinde kalır ve biz çekip gideriz. Su çekildi, göründü sanki zamanın dibi, korkuyorum, bu akşam kıyamet varmış gibi… Necip Fazıl Kısakürek Kitap Sözleri Hasretim, her tümseğin, her çatının ardında; kelimenin üstünde, cümlelerin altında… Necip Fazıl Kısakürek Aferin oğlum, fikirlerine tamamiyle katılıyorum! Ve sonra d’ sesi veren bazı kelimelerin t’ ile yazılmasındaki sakilliğe işaret ederek dedi ki Ömrümün sonunda, ismimin sonuna bir it’ ilâve ettiler. Bilen ve bilmeyen her ferdimizle hepimiz dünyaya, bizzat Allah’ın ferman ettiği gibi, Allah’ı aramaya, bulmaya, onun sırları ve hikmetleri etrafında “körebe” oynamaya ve ona ibadet etmeye geldik. Sade marka müslümanı kalacak olursak, ibadetlerimizi yerine getirdikten sonra vazifelerimizin bittiğini sanırsak, iman iddiasından utanmamız icab eder. Mahrem çizgilerine baktıkça örtünen sır; belki de benliğinden kaçabilene hazır. Sana şahdamarından daha da yakın Allah; günah mı dedin; ondan uzağa düşmek günah… Hakikat, eğer hakikatse mutlaka her yeri kaplayacak ve ilerisi göründükçe esasta onu da kapladığı meydana çıkacaktır. Bizim hakikatimizse her türlü mekân ve mıntıka hasisliğinden mücerred ve münezzeh… Hatıra küpü, devril, sen de ey hayal, gömül! Sonu gelmez visalin gayrından vazgeç, gönül! Gelin çocuklar, kumar masasına dizilip hep beraber ağlayalım! Sebep mi istiyorsunuz? Çok! Gündüzün bitişinde gece, düzlüğün berisinde ayrılık, ekmeğin ucunda açlık var diye katıla katıla ağlayalım! Şüphe, müthiş bir şey! Allah’tan başka her şeyden şüphe… Gördüğün, işittiğin, kokladığın, tattığın, dokunduğun her şeyden şüphe… Emniyet hissini aldığın her şeyden şüphe. Mazlumun, kendinde kıyılana, zalimin de kendinde kıydığına ağlayın! Mazlumun hesabı görülür; ya zalimin kaybettiği? Hangi dert kaldı, söyle, bağrına üşüşmeyen, hangi ölümün şarkısı bu, dilinden düşmeyen?
Haberler Yaşam Necip Fazıl Kısakürek Sözleri - En Güzel, Etkileyici Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri Ve Sözleri Giriş Tarihi 1011 Güncelleme Tarihi 1032 Necip Fazıl Kısakürek sözleri ve şiirleri, edebiyata ilgi duyan herkesin aşina olduğu sözlerdir. İslam felsefesiyle yoğrulmuş mistik şiirin en büyük temsilcisi olan usta şair, dini şiirleri ve sözleri ile İslam üzerine yazdığı kıymetli eserlerle tanınır. Kaldırımlar, Çile, Bir Adam Yaratmak gibi kıymetli eserlerin üstadı Necip Fazıl Kısakürek sözleri ile çağları aşarak günümüze kadar ulaşmıştır. Necip Fazıl'ın en güzel şiirleri ve aşk sözleri hala okullarda ders olarak okutulmaktadır. İşte en etkileyici, anlamlı, uzun, kısa ve öz Necip Fazıl Kısakürek şiirleri ve sözleri… ABONE OL
Tohum saç, bitmezse toprak utansın! Hedefe varmayan mızrak utansın! Hey gidi Küheylan, koşmana bak sen! Çatlarsan, doğuran kısrak utansın! Eski çınar şimdi Noel ağacı; Dallarda iğreti yaprak utansın! Ustada kalırsa bu öksüz yapı, Onu sürdürmeyen çırak utansın! Ölümden ilerde varış dediğin, Geride ne varsa bırak utansın! Ey binbir tanede solmayan tek renk; Bayraklaşamıyorsan bayrak utansın! Necip Fazıl Kısakürek
26 Mayıs 1904 İstanbul doğumlu olan üstat Necip Fazıl Kısakürek 25 mayıs 1983 te İstanbul’da hayata gözlerini kapadı. Genellikle hazır cevapları ile bilinir ve cevapları adeta insana parmaklarını ısırtır. Necip Fazıl Kısakürek’in sizler için hazırladığımız birbirinden güzel sözlerini sosyal medya facebook, instagram, twitter ve whatsapp hesaplarınızdan paylaşabilirsiniz. Üstad Necip Fazıl KISAKÜREK’in En Değerli Sözleri Allah’ım, Bizi hem af, hem adam et. Ne başını kapat, altını göster; ne altını kapat, üstünü göster. Hepsini kapat, İMANINI göster. Ne gelirse başımıza Hak’tandır; fakat geliş sebebi, Hak’tan ayrılmaktandır. Yaprak ağaçtan sıkılmıştı,Sonbahar benden sıkılmıştın,Mesafeler bahaneydi. Ölüm zorların zoru, yaşamak ondan da zor! Mecnun olup Leyla için çöller aşmıssın ne fayda.. Mûmîn olup Mevla için secdeye varmadıktan sonra.. Şiir, Allah’ı sır ve güzellik yolundan arama işidir. Hayırlı eş; Allah’ın kuluna özel bir ikramıdır. Hayırsız eş ise Dünya’nın en ağır imtihanıdır. Akıldan büyük nimet, zekâdan da ağır yük tanımıyorum. Çile çekmeyen insandan adam olmaz.. Hiçbir şey namazla bitmez herşey namazla başlar. Armut deyip geçmeyin, onun ilk hecesi çoğu kişide yoktur! Hep olmadan hiç olmaz, hiçin ötesinde hep; Bu mu dersin, taşlarda donmuş sükûta sebep? Allah, Izdırabını çektirmediği şeyin, nimetini vermez. Arı bal yapar, fakat balı izah edemez. Adam olmak cinsiyet meselesi değil, şahsiyet meselesidir. Konuşsam dilim yanar, sussam kalbim. Veren de “O” Alan da ”O”, Nedir senden gidecek? Telaşını gören de, “CAN” Senin zannedecek. Anladım işi; San’at ALLAH ı aramakmış, marifet bu, gerisi yalnız çelik çomakmış. ALLAH de ve sus! Başka hiçbir şey söylemeye değmez. Nöbet sende diye aldanma sakın, zannetme bakidir devranın senin! Bir gün bizim köye yolun düşerse, boynuna asılır fermanın senin! Yalan söylemek beceri ister. Biz de becerikli insanlara aşık oluruz. Ağlayabilmek için ille yılanlı kuyuya düşmek mi lazım? Asıl Dünya’nın en korkunç bir yılanlı kuyu olduğunu anlamak yetmez mi? Ağlaya bilseydiniz; anlayabilirdiniz… Bir namazım, bir duam, bir de eski seccadem. Hepsi hepsi bu kadar, işte benim sermayem. Ne hasta bekler sabahı,Ne taze ölüyü mezar,Ne de şeytan bir günahı,Seni beklediğim kadar. Yarın elbet bizim, elbet bizimdir; Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir! Tomurcuk derdinde olmayan ağaç, odundur. Bu gidişle utanmaktan utanan bir nesil gelecek. Allah’ım!Senden ne gelecekse ki Rahmetinle de kahrınla da güzelsin.. Bir hadiseyi düşünebilmek için filozof olmaktan başka çare görmemek, düşünme hakkından vazgeçmek değil midir? Ben, haritada deniz görmüş boğulmuş. Dokuz köyün sahibi dokuz köyden kovulmuş. Tutuşturanlar lügat kitabını elime,Bilsinler Allah’tan başka bilmiyorum kelime. Bir hoşçakala sığdırdı beni, yere göğe sığdıramadığım. Fezada “Allah diye bir şey yok” iddiası,Gel gör kaç füzeye denk, bir müminin duası. Hangi dağa tırmansam muradım ötesindeMurad bugün değil her günün ertesinde. Bu hayatı fazla ciddiye almayın, nasıl olsa içinden sağ çıkamayacaksınız. Necip Fazıl Kısakürek Şiirleri Çaycı, getir ilaç kokulu çaydanDakika düşelim senelik paydanZindanda dakika, farksızdır aydanKarıştır çayını zaman erisinKöpük köpük, duman duman erisin. Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya,Alsa buz gibi taşlar, alnımdan bu ateşi,Dalıp; sokaklar kadar esrarlı bir uykuya,Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi! Ben geçmişimi dürdüm, büktüm ve kaldırıp çöpe attım, bu çöpleri ise ancak; kediler ve köpekler açık denizde düdük çalan bir gemi, Kim duyar ötelerden haber veren bestemi. Akıl akıl olsaydı adı gönül olurdu, Gönül gönlü bulsaydı bozkırlar gül olurdu.. Biz; Ayakları şişene kadar namaz kılan Peygamberin, gözleri şişene kadar uyuyan ümmetiyiz.. Benim geçmişim bir çöplüktür, çöplüğü ancak kediler ve köpekler karıştırır. Ölüm güzel şey budur perde ardından haberHiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber? Bir tohumda; gövdesi, dalları, yaprakları ve meyvesiyle bütün bir ağaç gizlidir. Kadın; Hristiyanlıkta yol kesici bir engel, İslamda ise yol açıcı bir kanattır. Ben Türkiyeyi yerin üstündeki 35 milyon ölünün değil, yerin altındaki 35 milyon dirinin koruduğuna inanırım. Dağı tanıyan, nasıl tanımaz uçurumu? Madem ki yükseliş var, iniş olmaz olur mu? Beni kimsecikler okşamaz madem, Öp beni alnımdan, sen öp seccadem. Devler gibi eserler bırakmak için, karıncalar gibi çalışmak lazım. İhya etmek için ne kadar ilim lazımsa,İmha için de o kadar cehalet kafidir. Dostlarımı hiçbir zaman satmadım, çünkü hepsi beş para etmez çıktılar. Üstad Kısakürek’ten Muhteşem Sözler Dağı tanıyan, nasıl tanımaz uçurumu?Madem ki yükseliş var, iniş olmaz olur mu? Dünya güzel olsaydı, doğarken ağlamazdık. Yaşarken temiz kalsaydık ölünce yıkanmazdık. Bu kasvet dünyasında kalmadı özlediğim,Namaz vaktinden başka anını gözlediğim… Dipsiz hasrete tuzak, en yakınken en uzak, tadı zehrinde erzak; KADIN! Neye yaklaşsam, sonu uzaklık ve kırgınlık;Anla ki, yok, Allah’tan başkasıyla yakınlık … Dünya öküzün üstünde derler ama; Dünya’nın üstünde nice öküzler bilirim. Her fikir, her inanış, tek mevsimlik vesselam;Zaman ve mekan üstü biricik rejim, İSLAM. Eklense de başıma, dünyada kaç baş varsa. Başım, onların hepsi için secdeye varsa. Zaman insanları değil armutları olgunlaştırır. Ey düşmanım, sen benim ifadem ve hızımsın. Gündüz geceye muhtaç, bana da sen lazımsın. Kader, beyaz kağıda sütle yazılmış yazı,Elindeyse, beyazdan gel de sıyır beyazı… Farkı yok, mantarlaşmış bir kayadan, derimin; Yüzümde çizgi çizgi, imzası kaderimin. Necif Fazıl Kısa Anlamlı Güzel Sözleri Tek neşe bu dünyada, var olmanın sevinci;Ve tek ilim, varlığın bilinmeden bilinci… Fikir besler, siyaset öldürür. Siyaset, fikrin kendisi değil; posasıdır. Neye baksam aynı şey, neyi görsem aynı şey…Olan sensin, hey gidi hakikat sultanı hey! Tam 30 yıl saatim işlemiş ben durmuşum, gökyüzünden habersiz uçurtma uçurmuşum. İman, ihlas, vecd ve aşk, bunlar birer kelime…Kelimeyi boğardım verselerdi elime… Kalacak kim var ki dost tomarından, O’ var sana daha yakın şah damarından. Bu yük senden Allahım, çekeceğim, naçarım!Senden sana sığınırım, senden sana kaçarım… Kendinden geçmek iman, kendinde olmak küfür. Bir bölünmez ki, insan, onu zaman bölüyor;İnsan her an dirilip, her saniye ölüyor… Kökünü beğenmeyen dal ve dalını beğenmeyen meyve olgunlaşmadan çürür. Hasret bir rüzgâr, kapı kapı aralar geçer;Gördüğüm her güzel şey, beni yaralar geçer… Kadın mezarlığa girerken başını kapıyor, dışarı çıkarken açıyor. Ölüye karşı kapayıp, diriye karşı açmak akıl almaz. Uyumak istiyorum başım bir cenk meydanı,Harfsiz ve kelimesiz düşünmek Yaradanı!.. Kalbimi ve aklımı hep sağ elime verdim. Görevi olmasaydı, sol elimi keserdim. Nefes alırken bile inkisar ve pişmanlık;Kimse edemez bana, benim kadar düşmanlık. Necip Kısakürek’ten Ruhunuza İşleyecek Sözler İnsanın sevdiğini kaybetmesi, dişini kaybetmesi kadar ilginçtir. Acısını o an yaşar, yokluğunu ömür boyu. İnsan, yaklaştığınca yaklaştığından ayrı;Belli ki; yakınımız yoktur Allah’tan gayrı.. İttihat ve Terakki bir baştan öbür başa sahte kahramanlar sirkidir. Ucuz kahramanlık özentisi ve sahtesi, içiçe.. Ondan sonraki devir malum. Maddede kurtarılan milletin ruhta batırılışı… Sizin oynadığınız uzun eşek birdirbirYa bizim ki o tek yol bir tanedir birdir bir..! Geçti, isteme gelmeni,Yokluğunda buldum seni. Gençliğine doyamadan gitti, derler. Doymak mümkün mü ki, doyup da gitsin. Doymak burada değil. Burası acıkmanın yeri. Bir kalbim var ki benim, sevdiğinden burkulur,Kahredenden ziyade, sevilenden korkulur. Gözler, ya merhamet ya da neferetin ışıldadığı bir kandildir. Uğruna ölmekse seni yaşatmak,Bin kere ölürümde adına leke sürdürmem,Gururdur, namustur, Bayrak ve Sancak,Aksada kanım zalimi güldürmem! Göz kaptırdığım renkten, kulak verdiğim sesten; Affet, senden habersiz kaldığım her nefesten.. Kapı kapı bu yolun son kapısı ölümse,Her kapıda ağlayıp o kapıda gülümse. Ölüden haber gelmiş, diri okur anlamaz.. Sorsan herkes müslüman, ne şükür var ne namaz.. Necip Fazıl Kısakürek İlham Veren Sözleri Anladım işi; San’at ALLAH’ı aramakmış,Marifet bu, gerisi yalnız çelik çomakmış. Annesi gül koklasa ağzı gül kokan çocukAğaç içinde ağaç geliştiren tomurcukÇocukta uçurtmayla göğe çıkmaya gayretKarıncaya göz atsa niçin? Nasıl? ne hayret. Sual = Ey veli, insan nasıl olmalı, söyle!Cevap = Son anda nasıl olacaksa hep öyle! Bir anlık emanete ne türlü övünelim,Gel, rahmet kapısında ağlaşıp dövünelim. Ellerime uzanan dudakları tepeyim,Allah diyen, gel, seni ayağından öpeyim. Aşk korkuya peçedir, korku da aşka perdeAllah’tan nasıl korkmaz, insan onu sevse de. ” Nefis için yazdığı Şiir’i”Güneşle bir tutsam girmez hizayaDar bulur sığmam der, dipsiz fezayaKuyruk salar, sonra hırlar ezayaBenim nefsim, benim nefsim..ne köpek Her ağızda her telde fanilik dırıltısı,Sonunda tek bir şarkı, tabutun gıcırtısı. Öyle bir devim ki, hakikatte pireyim. Bir delik gösterin de utancımdan gireyim. Ey gönül, gidenden ümidini kes!Kaçan bir hayale benziyor herkes,Sanki kulağıma gaipten bir ses,Buluşmalar kaldı mahşere diyor. Parası olan pazardan, İmanı olan mezardan korkmaz.. Öyle bir devim ki, hakikatte pireyim,Bir delik gösterin de utancımdan gireyim. Gözler, ya merhamet ya da neferetin ışıldadığı bir kandildir. Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar. Onu İstanbul’ diye toprağa kondurmuşlar. Bir tohumda; gövdesi, dalları, yaprakları ve meyvesiyle bütün bir ağaç gizlidir. Ne ağır imtihandır başındaki SakaryaBin bir başlı kartalı nasıl taşır kanarya? Veren de “O” Alan da ”O”, Nedir senden gidecek? Telaşını gören de, “CAN” Senin zannedecek. Rahminde cemiyetin, ben doğum sancısıyım!Mukaddes emanetin dönmez dâvacısıyım. Gözüm aklım fikrim var deme, hepsini göl gibi gelen o çöl diyorsa çöldür
Bu sayfada Türk şâir, yazar ve düşünür Necip Fazıl Kısakürek ait 253 adet sözleri / alıntıları ve hayatı yer almaktadır. Necip Fazıl Kısakürek kimdir? Ölüm / doğum tarihi kaçtır? Ahmet Necip Fazıl Kısakürek mesleği, nereli, hayatının özeti, kısaca özgeçmişi, kaç yaşında gibi bilgilere ulaşacaksınız. Adı Necip Fazıl Kısakürek Doğum 26 Mayıs 1904 Ölüm 25 Mayıs 1983 Mesleği Türk şâir, yazar ve düşünür Necip Fazıl Kısakürek Kimdir Sayfası Bu sayfada Necip Fazıl Kısakürek hayatının özeti yani kısaca hayatı hakkında bilgi vermeye çalışacağız. Necip Fazıl Kısakürek sayfasında hata veya düzeltme bildirimi için lütfen çekinmeden bizimle irtibata geçiniz. Bildirin. Necip Fazıl Kısakürek, Tüɾk şaiɾ, ɾomancı, oyun yazaɾı ve İslamcı ideolog. 1904 yılındа İstаnbul'dа Mаrаşlı bir аilenin oğlu olаrаk dünyаyа geldi. Bаbаsı o sırаdа hukuk öğrencisi olаn ve dаhа sonrаki yıllаrdа Bursа'dа âzâ mülаzımlığı, Gebze sаvcılığı ve Kаdıköy hâkimliği görevlerinde bulunаn hukukçu Abdülbаki Fаzıl Bey, аnnesi Girit ensаrlаrındаn bir аilenin kızı olаn Medihа Hаnım'dır. Ailenin tek çocuğu idi. Ailesi onа “Ahmet Necip” аdını verdi. Necip аdını, bаbаsının büyükbаbаsı Necip Efendi'den аldı. Necip Fazıl Kısaküɾek, 24 yaşındayken yayımladığı ikinci şiiɾ kitabı Kaldıɾımlaɾ ile tanınmış ve Kaldıɾımlaɾ Şaiɾi lakabıyla anılmıştıɾ. 1934 yılına kadaɾ sadece şaiɾ olaɾak tanınmış ve o deviɾde Tüɾk basınının meɾkezi olan Bâb-ı Âli'nin önde gelen isimleɾi aɾasında yeɾ almıştıɾ. 1934 yılında Abdülhakim Arvâsi ilе tanıştıktan sonra büyük bir dеğişim yaşayan Kısakürеk, 1943-1978 arasında 512 sayı yayımlanan Büyük Doğu dеrgisi yoluyla İslamcı görüşlеrini kamuoyuna duyuran vе Büyük Doğu Harеkеti'nе öndеrlik еdеn bir şairdir. Dеrgi, Türkiyе'dе antisеmitizmin vе antikomünizmin yayılmasında öncü bir rol oynamıştır. Çocukluğu dönemin ünlü hâkimlerinden olаn büyükbаbаsı Mehmet Hilmi Bey'in Çemberlitаş'tаki konаğındа geçti. 15 yаşınа kаdаr önemli hаstаlıklаr geçirdi. 4-5 yаşlаrındа iken dedesinden okumаyı öğrendi ve büyükаnnesi Zаfer Hаnım'ın dа etkisi ile tutkulu bir okuyucu hаline geldi. İlköğɾenimini pek çok faɾklı okulda aldı. Kısa biɾ süɾe Gedikpaşa'daki Fɾansız Fɾeɾleɾ Mektebi'nde okudu. 1912 yılında Ameɾikan Koleji'ne kaydedildi ancak yaɾamazlıklaɾı nedeniyle bu okuldan atıldı. Eğitimine önce Büyükdeɾe'deki Emin Efendi Mahalle Mektebi'nde, aɾdından yatılı biɾ okul olan ve Raif Ogan'ın yönettiği "Rehbeɾ-i İttihat Mektebi''nde devam etti. Sonɾaki yıllaɾda yakın dostu olacak olan Peyami Safa'yı bu okulda tanıdı. Rеhbеr-i İttihat Mеktеbi'ndе dе fazla kalmayıp Büyük Rеşit Paşa Numûnе Mеktеbi'nе vе daha sonra sеfеrbеrlik sеbеbiylе gidilеn Gеbzе'nin Aydınlı Köyü'nün ilk mеktеbinе yazıldı. Kız kardеşi Sеma'nın bеş yaşında ölümündеn sonra annеsi vеrеmе yakalanınca ailеsi Hеybеliada'ya taşındı vе böylеcе Necip Fazıl Kısakürek ilk öğrenimini, Heybeliаdа Numûne Mektebi'nde tаmаmlаdı. 12 yаşındа şiire bаşlаyаn Necip Fаzıl'ın ilk şiir kitаbı 17 yаşındа iken yаyımlаndı ve şiirleri Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bаkаnlığı'nın ders kitаplаrındа okutuldu. Genç yаştа yаzdığı tiyаtro eserleri, dönemin tiyаtrolаrındа аylаrcа kаpаlı gişe sаhnelendi. Pаris dönüşü yаyımlаdığı Örümcek Ağı ve Kаldırımlаr аdlı şiir kitаplаrı onu çok genç yаştа ünlü yаptı. Henüz otuz yаşınа bаsmаdаn çıkаrdığı yeni şiir kitаbı "Ben ve Ötesi" 1932 ile tаkdir toplаmаyı sürdürdü. Birçok kişi tаrаfındаn dа çok sevilen şаir, "Üstat Necip Fazıl Kısakürek" olarak anılmaya başlandı. Necip Fazıl Kısakürek, 1934 yılındа Nаkşî şeyhi Abdülhakim Arvâsi ile tanıştıktan sonɾa İslami kimliği ile öne çıkmaya başladı. Bu dönemde, hemen tümünde üstün biɾ ahlak felsefesinin savunulduğu tiyatɾo eseɾleɾini biɾbiɾi aɾdına kaleme aldı. Tohum, Paɾa, Biɾ Adam Yaɾatmak, Nam-ı Diğeɾ Paɾmaksız Salih gibi piyesleɾi büyük ilgi göɾdü. Cinnet Mustatili adlı eseɾinde hapishane anılaɾı yeɾ alıɾ. 1936'da biɾ kültüɾ-sanat deɾgisi olan “Ağaç Mecmuası”nı çıkaɾmaya başladı. İlk sayısı 14 Maɾt 1936'da Ankaɾa'da çıkaɾılan deɾgi, ilk altı sayıdan sonɾa İstanbul'da çıkaɾılmaya başladı. Deɾgi, spiɾitüalist özellikleɾe sahipti ve Ahmet Hamdi Tanpınar, Cahit Sıtkı Tarancı gibi önеmli еdеbiyatçılardan dеrgiyе katkı sağlanmaktaydı. Büyük ölçüdе Türkiyе İş Bankası tarafından finansе еdilеn dеrginin yayın hayatı 16 sayı sürdü. Sık sık kapatılan vеya toplatılan Büyük Doğu'nun çıkmadığı sürеlеrdе günlük fıkra vе yazılarını Yеni İstanbul, Son Posta, Babıalidе Sabah, Bugün, Millî Gazеtе, Hеr Gün vе Tеrcüman gazеtеlеrindе yayımladı. kaynak wiki Necip Fazıl Kısakürek'in Eserleri Örümcek Ağı 1925, Kaldırımlar 1928, Ben ve Ötesi 1932, Birkaç Hikâye Birkaç Tahlil 1933, Tohum 1935, Beklenen 1937, Bir Adam Yaratmak 1938, Künye 1938, Sabır Taşı 1940, Namık Kemâl 1940, Çerçeve 1940, Para 1942, Vatan Şairi Nâmık Kemâl 1944, Müdafaa 1946, Halkadan Pırıltılar Veliler Ordusundan 1948, Nam 1949, Çöle İnen Nur İzinsiz Baskı 1950, 101 Hadis Büyük Doğu'nun 1951'de verdiği ek 1951, Maskenizi Yırtıyorum 1953, Sonsuzluk Kervanı 1955, Cinnet Mustatili Yılanlı Kuyudan 1955, Mektubat'tan Seçmeler 1956, At'a Senfoni 1958, Büyük Doğu'ya DOĞRU İdeolocya Örgüsü 1959, Altun Halka Silsile 1960, O ki O Yüzden Varız Çöle İnen Nur 1961, Çile 1962, Her Cephesiyle Komünizm 1962, Türkiye'de Komünizm ve Köy Enstitüleri 1962, Ahşap Konak Büyük Doğu'nun 1964'te verdiği ek 1964, Reis Bey 1964, Siyah Pelerinli Adam Büyük Doğu'nun 1964'te verdiği ek1964, Hazret 1964, İman ve Aksiyon 1964, Ruh Burkuntularından Hikâyeler 1965, Büyük Kapı O ve Ben 1965, Ulu Hakan II. Abdülhamid Han 1965, Bir Pırıltı Binbir Işık 1965, Tarih Boyunca Büyük Mazlumlar I 1966, Tarih Boyunca Büyük Mazlumlar II 1966, Büyük Kapı'ya ek Başbuğ Velilerden 1966, İki Hitabe Ayasofya / Mehmetçik 1966, El Mevahibü'l Ledüniyye 1967, Vahidüddin 1968, İdeolocya Örgüsü 1968, Türkiye'nin Manzarası 1968, Tanrı Kulundan Dinlediklerim I 1968, Tanrı Kulundan Dinlediklerim II 1968, Peygamber Halkası 1968, 1001 Çerçeve 1 1968, 1001 Çerçeve 2 1968, 1001 Çerçeve 3 1968, 1001 Çerçeve 4 1968, 1001 Çerçeve 5 1968, PiyeslerimUlu Hakan/Yunus Emre/S. P. Adam 1969, Müdafaalarım 1969, Son Devrin Din Mazlumları 1969, Sosyalizm Komünizm ve İnsanlık 1969, Şiirlerim 1969, Benim Gözümde Menderes 1970, Yeniçeri 1970, Kanlı Sarık 1970, Hikâyelerim 1970, Nur Harmanı 1970, Reşahat 1971, Senaryo Romanları 1972, Moskof 1973, Hazret 1973, Esselâm 1973, Hac 1973, Çile Nihaî Tertib 1974, Rabıta 1974, Başbuğ Velilerden 33 Altun Silsile 1974, O ve Ben 1974, Bâbıâli 1975, Hitabeler 1975, Mukaddes Emanet 1976, İhtilal 1976, Sahte Kahramanlar 1976, Veliler Ordusundan 333 Halkadan Pırıltılar 1976, Rapor 1 1976, Rapor 2 1976, Yolumuz, Halimiz, Çaremiz 1977, Rapor 3 1977, İbrahim Ethem 1978, DOĞRU Yolun Sapık Kolları 1978, Rapor 4 1979, Rapor 5 1979, Rapor 6 1979, Aynadaki Yalan 1980, Rapor 7 1980, Rapor 8 1980, Rapor 9 1980, Rapor 10 1980, Rapor 11 1980, Rapor 12 1980, Rapor 13 1980, İman ve İslâm Atlası 1981, Batı Tefekkürü ve İslâm Tasavvufu 1982, Tasavvuf Bahçeleri 1983, Kafa Kâğıdı 1984, Hesaplaşma 1985, Dünya Bir İnkılâp Bekliyor 1985, Mümin 1986, Öfke Ve Hiciv 1988, Çerçeve 2 1990, Konuşmalar 1990, Başmakalelerim 1 1990, Çerçeve 3 1991, Hücum Ve Polemik 1992, Başmakalelerim 2 1995, Başmakalelerim 3 1995, Çerçeve 4 1996, Edebiyat Mahkemeleri 1997, Çerçeve 5 1998, Hâdiselerin Muhasebesi 1 1999, Püf Noktası 2000, Bekleyen, Bayram Necip Fazıl Kısakürek Sözleri 253 Adet Aşağıdaki Necip Fazıl Kısakürek sözleri hakkında hata olduğunu düşünüyorsanız veya sayfamızda bulunmayan Necip Fazıl Kısakürek sözlerini sayfaya ilave etmemizi istiyorsanız irtibata geçiniz. Bildirin. Kimileri vardır aşkın en yücesine layıktır. Kimileri vardır aşkın en yücesini versen de, aşağılıktır. Kimileri vardır aşkın en yücesine layıktır. Kimileri vardır aşkın en yücesini versen de, aşağılıktır. Kimileri vardır aşkın en yücesine layıktır. Kimileri vardır aşkın en yücesini versen de, aşağılıktır. Kendini dünyalar kadar değerli zannedenlere kısa bir not; Dünya beş para etmiyor. Bazı insanlar alçak gönüllüdür, bazıları ise alçak olmaya gönüllüdür. Dünya güzel olsaydı, doğarken ağlamazdık. Yaşarken temiz kalsaydık ölünce yıkanmazdık. Odayı saran odun kokusu, dışarıda çiseleyen bir yağmur, sıcak bir çay. Aklımda çocukluğumdan kalma bir masal. Sokak lambası gibi olma ey yar! Kime yandığın belli olsun. Kendini dünyalar kadar değerli zannedenlere kısa bir not; dünya beş para etmiyor. Dünya güzel olsaydı, doğarken ağlamazdık. Yaşarken temiz kalsaydık ölünce yıkanmazdık. Kula kulluk etme! Unutma ki sen de kulsun. Ve kimseye gerektiğinden fazla önem verme! Yoksa, unutulursun. Namaz camiden çıkınca, hac Mekke'den dönünce, ramazan oruç bitince başlar. Sokak lambası gibi olma ey yar! Kime yandığın belli olsun. Kula kulluk etme! Unutma ki sen de kulsun. Ve kimseye gerektiğinden fazla önem verme! Yoksa, unutulursun. Bazı insanlar alçak gönüllüdür, bazıları da alçak olmaya gönüllüdür. Kızgınlığım geçer de; kırgınlığıma çare bulamadım. Sokak lambası gibi olma ey yar! Kime yandığın belli olsun. Kimileri vardır aşkın en yücesine layıktır. Kimileri vardır aşkın en yücesini versen de, aşağılıktır. Kendini dünyalar kadar değerli zannedenlere kısa bir not; dünya beş para etmiyor. Bazı insanlar alçak gönüllüdür, bazıları ise alçak olmaya gönüllüdür. Bazı insanlar alçak gönüllüdür, bazıları da alçak olmaya gönüllüdür. Sokak lambası gibi olma ey yar! Kime yandığın belli olsun. Kimileri vardır aşkın en yücesine layıktır. Kimileri vardır aşkın en yücesini versen de, aşağılıktır. Her ağızda, her telde fanilik dırıltısı. Sonunda tek bir şarkı, tabutun gıcırtısı. Her ağızda, her telde fanilik dırıltısı. Sonunda tek bir şarkı, tabutun gıcırtısı. Kişiye göre davranacaksın, küçükle küçük olacaksın hatta; ama seviyesizin seviyesine inecek kadar düşmeyeceksin hayatta. Hayatı müsvedde yaşamayın, temize çekmeye vaktiniz olmayabilir. Ne hasta bekler sabahı, ne taze ölüyü mezar, ne de şeytan, bir günahı, seni beklediğim kadar. Allah, tanrı'nın belasını versin! Ne hasta bekler sabahı, ne taze ölüyü mezar, ne de şeytan, bir günahı, seni beklediğim kadar. İnsan sevme hissini israf etmemeli. Kim ne kadar sevilmeye layıksa, onu o kadar sevmeli. Aydınlık yolu herkes bulur mesele karanlık yolda ışık aramak. Cevabımın şiddetinden susuyorum! Zamanın çarkları, sizi yürütüyor! Zamanın çarkları, beni öğütüyor. Yalnızca Allah'a inanın, Gerisi inanılacak gibi değil. Zonklayan basım benim, kan pıhtısı, cerahat; ona yastıkta değil, secde yerinde rahat.. Zamanı kokutanlar mürteci diyor bana; yükseldik sanıyorlar, alçaldıkça tabana. Öz anne-babasını huzurevine gönderip, evde kedi köpek besleyen insanların olduğu bir ülkede yaşıyoruz..! Kimileri vardır aşkın en yücesine layıktır. Kimileri vardır aşkın en yücesini versen de, aşağılıktır. Şiirde gaye, kökte allah ve mutlak hakikat olarak, dalda sırrılık ve remziliktir. An oluyor bir garip duyguya varıyorum ; ben bu sefil dünyada acep ne arıyorum? İhya etmek için ne kadar ilim lazımsa imha için de o kadar cehalet kafidir.. Armut deyip geçmeyin, onun ilk hecesi çoğu kişide yoktur! Ne var ki pazarlığa girişecek ecelle, sermayem tek kelime allah azze ve celle. Bana çağdışı diyorlarmış. Ne büyük bir onur! Ben bu çağın dışında kalmayayım da, içinde mi boğulayım. Ölümüz dirimiz. Her gün birimiz. Bir gün hepimiz. Hakk'a gideceğiz.. Yanında olduğum zaman değerimi bilmezsen; değerimi bildiğin gün beni yanında bulamazsın.. Bazı insanlar alçak gönüllüdür, bazılarıda alçak olmaya gönüllüdür . ! Ne gelirse başımıza hakk'tandır; fakat geliş sebebi, hakk'tan ayrılmaktandır. Felsefe; çürük cevizlerle dolu bir denizde sağlam cevizi aramaktır. Şöyle karacaahmet, bu ne acıklı talih! Taşlarına kapanmış, ağlıyor koca tarih! Ben ve nazım herzaman kavga etmiştiriz ama biz hapishanede birbirimize ekmek vermiş insanlarız ey benim düşümdekiler nazım sevin demiyorum ama saygı duyun onun kadar türkiye sevdalısı yoktur. Ey bir aileye bile hükmedemeyen ilerici. Üç kıtaya, yedi denize hükmeden ecdadın mı gerici? Başım çığlıklı bir çocuk, onu nasıl avutsam? Ne yapsam da ölümü bir saatçik unutsam? Dinde zorlama yoktur, insan özgürdür elbette! İsteyen bu dünyada pişer, isteyen ahirette! Her kahkahanda allah'a teşekkür etmiyorsan, neden her ağladığında o'na kızıyorsun? Şimdi fatih kalksa mezarından ne ben onu tanırım ne o beni tanır. Ama istanbul'u bizanslılar almış deyip tekrar savaşır. Adam olmak cinsiyet meselesi değil, şahsiyet meselesidir. Cevabımın şiddetinden susuyorum! Büyük randevu.. Bilsem nerede, saat kaçta? Yolumun karanlığa saplanan noktasında, sanki beni bekleyen bir hayâl görüyorum. Tereddüt edersen bacakların seni taşımaz. Yürüyeceğim de, baş ve yürü! Yola çıktıklarını yolda bulduklarına değişirsen ; hem yolunu kaybedersin, hem dostunu! Kadın ; hristiyanlıkta yol kesici bir engel, islamda ise yol açıcı bir kanattır. Ya allah'a baş eğer hiç kimseye eğmezsin, ya da herkese baş eğer hiçbir şeye değmezsin. Örtü, şuuruyla takılmadığında da allah katında bir değeri olsaydı, cennetin baş köşesine rahibeler otururdu. Yum gözünü, kalbine her an yokluğu üfür ! Kendinden geçmek iman, kendinde olmak küfür.. Hayatın çilesine tahammül gerek, değil mi ki sefa ile cefa müşterek. Sizce ağlamak için gözyaşı mı gerek? Bazen dertliler de ağlar ama gülerek.. Ömür ağaç dalında savrulan bir yapraktır; ne kadar genç olursan ol sonun kara topraktır! Rahminde cemiyetin ben doğum sancısıyım, mukaddes emanetin dönmez davacısıyım ! İçimizde bu kadar perişan hâle getirilmeseydik; dışımızda bu kadar hürmetsizliğe uğramayacaktık. Ellerime uzanan dudakları tepeyim, allah diyen gel seni ayağından öpeyim! Kader, beyaz kağıda sütle yazılmış yazı; elindeyse beyazdan, gel de sıyır beyazı! Ve tekrar uyuyayım ve kalkayım ezanla! Yasaya dursun insan, hayat dediği zanla. Yalnızım diye üzülmüyorum. Çünkü biliyorum, yalnız insanın ihanet edeni de olmaz .! Beni kimsecikler okşamaz madem, op beni alnımdan; sen op seccâdem. Son günüm yaklaştı görüneşiye, kalmadı bir adım yol ileriye; yüzünü görmeden ölürsem diye, üzülmekteyim ben, üzülmekteyim. Bugün ağla çocuğum, yarın ağlayamazsın! Şimdi anladığını sonra anlayamazsın ! Ömrün ilk yarısı; ikinci yarısını beklemekle, ikinci yarısı da; ilk yarısının hasretiyle geçer. Tabutumun tahtası, bilsem hangi ağaçta? Biz şiiri iman için bilmişiz; ve bu mihrak bilgiyi, her bilginin geçtiği binbir yol ağzı biliyoruz. Gençliğine doyamadan gitti, derler. Doymak mümkün mü ki, doyup da gitsin. Doymak burada değil. Burası açıkmanın yeri. Allah'ı bulamamacasına aramak, ebediyen aramak olan şiirin gayesi, ilk dayanak ve çıkış noktası olarak din temeline muhtaçtır. Yön yön sarılmışım ne yana baksam, sarılan olur da saran olmaz mı? Kim bu yüzü çizen sanatkar ressam, geçip de aynaya soran olmaz mı? Kendi kendimizin altında kalmamalıyız ki cemiyetin üstüne çıkalım. Şah damarına bakmayı akıl edemeyenler ALLAH'ı hep gökyüzünde aradılar Bilmezmisin ALLAH mekân münezzehtir. Yukarda ALLAH var demek bile ALLAH'a sınır. Şu geçeni durdursam, çekip de eteğinden; soruversem haberin var mı öleceğinden? Adalet mülkün temeli ama bir de insanlığın temeli var O da sevgi. Sizde olan tükenir onda olan sonsuz, feza sizin olsa ne yapacaksınız onsuz. Necip fazıl'a sormuşlar Domateşçi, biberci bağırır da kuyumcu bağırmaz. Eskici bağırır ama antikacı bağırmaz. İnsan bağırırken düşünemez. Düşünemeyenler ise hep kavga içindedir. Neye yaklaşsam sonu uzaklık ve kırgınlık, anladım ki yok allahtan başkasına yakınlık.! Önüne gelenle değil, seninle ölüme gelenle beraber ol. Rabbim , rabbim , bu işin , bildim neymiş türkçesi; senin aşkın ateştir, ateşin gül bahçesi. Ne kervan kaldı, ne at, hepsi silinip gitti, iyi insanlar iyi atlara binip gitti. Bizler açlıkdan karnına taş bağlayan peygamberin , doymak bilmeyen ümmetiyiz . Allah dostu odur ki, nefsine tek pay biçmez ; kırk yıl bir eksi ayran özler de onu içmez. Cenazemde olmasın çelengim top arabam. Tabutumu taşısın dört tam inanmış adam. Bir kişinin herkes, herkesin de bir kişi olduğu hakikati işlâmindir. Kadın mezarlığa girerken basını kapıyor, dışarı çıkarken açıyor, ölüye karşı kapayıp, diriye karşı açmak akıl almaz. Varsın, bugün bir acı duymasın gözyaşımdan; bana rahat bir dösek serince yerin altı, bilirim, kalkmayacak, bir yâr gibi başımdan.. Her ağızda, her telde fanilik diriltisi , sonunda tek bir şarkı, tabutun gıcırtısı !! İnsanı olgunlaştıran yaşı değil, yaşadıklarıdır.! Gençlik.. Gelip geçti.. Bir günlük sustu; nefsim doymamaktan dünyaya kustu. Ben geçmişimi durdum, büktüm ve kaldırıp çöpe attım, bu çöpleri ise ancak; kediler ve köpekler karıştırır! Yine bir gün üstad'a sormuşlar üstad özel arabanız yok mu? Üstad düşünmeden cevap verir ona en son bineceğiz. Ayağın taşa takıldığında Elindeyse zamana, dur, geçme diye dayat.! Bir sigara içmekten daha kısa bu hayat. Sanma oruç, bu akşam tıklım tıklım ye diye; bu akşam, yarın oruç tutabilmek için ye. Eğer tadını bilirseniz ekmeği paylaşmak ekmekten dehe lezzetlidir. Kainatta ne varsa suda yaşadı önce; üstümüzden şu geçer doğunca ve ölünce. Allah bir! Demektense ecel teri dökerken; oluversem, beklenmez anda allah bir erken.. Siz hiç bir sarrafın bağırdığını duydunuz mu? Kıymetli mali olanlar bağırmaz. Allahsız adamın fikrine, allahsız cemiyetin mefkuresine, allahsız idarenin başarısına ve allahsız ordunun silâhina inanmıyorum! Abdülhamid'i anlamak herşeyi anlamak olacaktır. Tövbe kapısı açık dediysek, yeni günahlara koşman mı gerek? Gaye tek, ölmemek. Bin Aldığımız nefesi bile geri veriyorsak, hiçbir şey bizim değil. Dünya güzel olsaydı, doğarken ağlamazdık.. Yaşarken temiz kalsaydık ölünce yıkanmazdık. İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal, hamallık ki sonunda ne rütbe var ne de mal. Ben artık ne şairim, ne fıkra muharriri! Sadece, beyni zonk zonk sızlayanlardan biri! Ölüm ölene bayram, bayrama sevinmek var; oh ne güzel, bayramda tahta ata binmek var! Dün geçti bugünü düşünüyorum, yarın var mı? Gençliğine güvenme, ölenler hep ihtiyar mı? Çıkamam, aynalar, aynalar zindan. Bakamam, aynada, aynada vicdan; beni beklemeyin, o bir hevesti; gelemem, aynalar yolumu kesti. Anladım işi ; san'at allah ı aramakmış, marifet bu, gerisi yalnız çelik çomakmış.. Biz bize gerici diyenlere ancak deh demek için gerideyiz .. Ağlayabilseydiniz, anlayabilirdiniz. İşaret bekliyorum, yağız atım eğerli, sorarsalar yanarım, ne getirdin değerli? Allah var fakat bizim ondan, yalnız sorulduğu zaman haberimiz var! Ya islamla yükselir, ya inkarla çürürsün, bu yol mezarda bitmiyor, gittiğinde görürsün. İnsanın kazandığı paradan değil, paranın kazandığı insandan kork. Seni aramam için beni uzağa attın, âlemi benim, beni kendin için yarattın. Halbuki müslümanlık, zor içinde en kolay; pahalılık içinde de bedava kurtuluş câresidir. Düşünüyorum o'ndan evvel zaman var mıydı? Hakikatler, boşluğa bakan aynalar mıydı? Bir namazim, bir duam, birde eski seccadem, hepsi hepsi bu kadar, işte benim sermaye. Bir kız öğrenciyi, başını örttüğü için tahsil hakkından mahrum etmek, istiklal savaşı başlarında ve maraş'ta, düşmanlar tarafından başörtüsü çıkarılıp düşürüldüğü için başlayan milli şahlanışın ruhuna tükürmektir. Yol onun varlık onun, gerisi hep angarya. Yüz üstü çok süründün, ayağa kalk sakarya. İnsan başiyle fare kafasını birbirinden ayıran tek hassa, fikir öfkesidir. Kişiye göre davranacaksın, küçükle küçük olacaksın hatta; ama seviyesizin seviyesine inecek kadar düşmeyeceksin hayatta. Zamanın çarkları sizi yürütüyor, zamanın çarkları beni öğütüyor. Ruhumu eritip de kalıpta döndürmuşlar; onu istanbul diye toprağa kondurmuşlar. Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader; aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider! Çocukken gün battı mı, bir köşede ağlardım; nihayet döne döne aynı noktaya vardım. Anladım işi sanat allah'ı aramakmış, marifet bu, gerisi yalnız çelik çomakmış. Tomurcuk derdinde olmayan ağaç, ödündür. Çok sıkıldıysan hayattan, bir mezarlığa git. Ölüler iyi bilir ; yaşamak güzeldir. Keşke ben allah kelimesinden başka, ağzından tek söz bile çıkmayan bir dilsiz olsaydım! Bana bir ben lazım, bir de beni anlayan. Beni bir ben anlarım, bir de beni yaradan .. Göz kaptırdığım renkten, kulak verdiğim sesten affet, senden habersiz aldığım her nefesten. Sabırda pişer körük, yerle bir olur doruk. Sabır , sabır ve sabır, işte kur'an 'da buyruk . İnsanın sevdiğini kaybetmesi, dişini kaybetmesi kadar ilginçtir. 'Acısını o an yaşar, yokluğunu ömür boyu. Geçti, istemem gelmeni, yokluğunda buldum seni; bırak vehmimde gölgeni, gelme, artık neye yarar? Hep nefis çıkar karşıma, olup olup dirilsem; insandan kaçmak kolay, kendimden kaçabilsem. Fikrin olduğu her yerde şiddet, operatörün neşteri gibi bir nimet, olmadığı yerde de kaatilin bıçağı şeklinde bir âfettir. Hayatın çilesine tahammül gerek, değil miki sefa ile cefa müşterek? Sizce ağlamak için göz yaşı mı gerek? Bazen dertliler de ağlar ama gülerek.. Af var diye işlenen suçtan vicdan burkulur; affı sigortalayan hayâsizdan korkulur.. Diyorlar bana, kalsın şiirde sözde yerde , sen araştır, göklere çıkan merdiven nerde. İnsan bu şu misali kıvrım kıvrım akar ya, bir yanda akan benim diğer yanda sakarya. Ey düşmanım sen benim ifadem ve hızımsın gündüz geceye muhtaç bana da sen lazımsın. Veren de o alan da o, nedir senden gidecek? Telaşını gören de, can senin zannedecek. Devler gibi eserler bırakmak için, karıncalar gibi çalışmak lazım. Arı bal yapar, fakat balı izah edemez. Ağaçtan düşen elma da arz cazibesi kanunundan habersizdir. Bu kasvet dünyasında kalmadı özlediğim, namaz vaktinden başka, anını gözlediğim . Nazım benim cezaevi arkadaşımdı, düşüncelerimiz farklı olsada. Hayat dediğin allah c. c. için değilse, ne çıkar hayat önünde eğilse. Düşünmek su, bu değil, öteleri düşünmek; sizinse düşünceniz yataklarda eşinmek . Mâsum, küçücük bir taşın beresi üzerine flaşter yapıştırmak ne demek? Haklı, koca bir güllenin yere sereceği leşinin üstünü örtecek kanlı kefenden ne haber? Dağı tanıyan, nasıl tanımaz uçurumu? Madem ki yükseliş var, iniş olmaz olur mu? Ölüm herkesin başına gelir, ama geç ama erken. Ya kazanırken, ya da kazandığını yerken. Kökünü beğenmeyen dal ve dalını beğenmeyen meyve olgunlaşmadan çürür. Kendini dünyalar kadar değerli zannedenlere kısa bir not; dünya beş para etmiyor. Allah'ın ön pulunu bekleyedursun on kul bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul. Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa yaşasın kefenimin kefili karaborsa. Gövdesini komple kapıya doğru çevirerek bak şimdi de kapıya döndüm! kendisine 'üstad bu ne hal, saç sakal karışmış, maymuna dönmüşsün!' diyen birine. Sonunda 'eyvah' diyeceğin şeylere, basında 'eyvallah' deme. Pişman ol fakat pişman ölme. Sevdalın şu dağı del dese, koşar, delersin! İş allaha geldi mi, gücün yok, sendelersin! Kula kulluk etme ! Unutma ki sen de kulsun. Ve gerektiğinden fazla önem verme ! Yoksa, unutulursun. Öyle insanlar vardır ki; lağıma düşseler, lağımı kirletirler. Payımıza şükût düştüğünden beridir, kalbimizin sesini daha bir güzel duyar olduk. Gideriz, nur yolu izde gideriz, taş bağırda, sular dizde, gideriz, bir gün akşam olur, biz de gideriz, kalır dudaklarda şarkımız bizim. Haram kazanılan as, asdan sayılmaz..hak için akmayan yaş, yaşdan ayılmaz. Kişi, başım var diye övünmesin; secdeye varmayan baş, baştan sayılmaz. Allah, ızdırabını çektirmediği şeyin, nimetini vermez! Benim idealimdeki rejim olsa, seni astirirdim. Sonra ise mezarını türbe yaptırırdım. nazım hikmet'e. Akıldan büyük nimet, zekadan da ağır yük tanımıyorum. Ey gönül, gidenden ümidini kes! Kaçan bir hayale benziyor herkes, sanki kulağıma gaipten bir ses buluşmalar kaldı mahşere diyor. Sevdiğini belli et. Gizlemek başkalarına fırsat vermektir. Bu dünyada renk, nakış, lezzet ne varsa kuşum; gözümde son marifet, azraile tebessüm. İşte iz, geliniz, toprak post, allah dost. Ölüm her aklına geldiğinde 'ah' edip 'vah' edip inleme; bu halinle rabbimi incitmiş olacaksın. Ecel kapıyı çaldığı zaman evi telaşa verme; o geldiği zaman, sen çoktan gitmiş olacaksın. Ben bir garip insanım. ne tahtım var, ne tacım. tut elimden allah'im. yalnız sana muhtacım. Kim bu yüzü çizen sanatkar ressam; geçip de aynaya, soran olmaz mı? Camiye dikey olarak gel, yatay olarak zaten geleceksin!. Diz çok ey zorlu nefs, önümde diz çok. Ne basını kapat, altını göster; ne altını kapat, üstünü göster. Hepsini kapat, imanını göster. Demokrasi, kendini çölde hayal edenlerin serabidir. Yaşanmaya değer hayatı bul ve ölümsüzlüğe geç! Helal ile beşlersen çocuğunu hürmet ile öder borcunu, haram ile beşlersen o'nu hakaret ile öder borcunu. Abdülhamid'i anlamak herşeyi anlamak olacaktır. Olursun..kapanır yollar geriye ben mezarla sırdaş olur, beklerim varılmaz hayale işaret diye toprağında bir taş olur beklerim. İsterseniz hayat aşını verin; sayılı nımetler bal olsa yemem! İdrâkin aczini idrâk, idrâkin ta kendisidir. Benimki benim, seninki de senin! Bu şeriattır.. 'Seninki senin, benimki de senin! .. Bu tarikattır. Ne benimki benim ne de seninki senin..herşey allah'ın! Buda hakikattır!! Ölüm güzel bir şey, budur perde arkasından haber, güzel olmasaydı olur muydu peygamber! Yusuf baştan aşağı iffet olduktan sonra, züleyha baştan aşağı afet olsa ne yazar. İslamiyet avrupa'dan gelse müslüman olacaksınız . !! Ey düşmanım, sen benim ıfâdem ve hızımsın; gündüz geceye muhtaç, bana da sen lâzimsin! Gözüm, aklım, fikrim var deme hepsini öldür sana çöl gibi gelen, o gol diyorsa goldur.. Çile kapısından erişilecek dünyayı bilseydin, yatağını yorganını satardın. Sırma renginde pislik, dünyanın süsü pusu, bende tek aziz eşya annemin başörtüsü. Yarın elbet bizim, elbet bizimdir gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir.! Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim; gündüzler size kalsın, verin karanlıkları! Uğruna ölmekse seni yaşatmak bin kere olurumde adına leke sürdürmem, gururdur namustur bayrak ve sancak, aksada kanım zalimi güldürmem! Benim istediğimi, Allah istemiyorsa konu kapanmıştır. Fikirde, sanatta, anlayışta, anlatışta, buluşta, tutuşta, dağıtışta, toplayışta ve nihayet yaşanmaya değer hayatın ölçülerini billûrlaştırma işinde dünyanın en büyük adamı olmak isterdim; nefsim için değil de, sırf o'nun ümmetinden en hakîr ferde düşen lıyakat payını ve üstünlük derecesini göstermek için. Soruldu mu ne bilirsin diye; Ey müslüman, sana düşen nimet sadece çile.. Uyumamak ve düşünmeye memur olmak.. Bu çile kapısından erişilecek dünyayı bilseydin, yatağını ve yorganını satardın! Savaşın ortasında komutansız kalmaktır, babasız kalmak.! Gökler ağlıyor, biz ağlamışız çok mu? Bize yobaz diyorlar, haberin yok mu? Salaklık bulaşıcıdır. Yüz daha versen yüz üman yüzler bilirim. Yokuşlara kardeş olan düzler bilirim .dünya öküzün üstünde derler ama; dünyanın üstünde nice öküzler bilirim !.. Tanrı sizi korusun, bizi allah korur. Patışka kefen çürük teneşir işli kazan. Minarede Bir tohumda ; gövdesi, dalları, yaprakları ve meyvesiyle bütün bir ağaç gizlidir. İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu. Ne azap ne sitem yalnızlıktan.. Kime ne; asılmaz duvar bendedir. Süslenmiş gemiler geçer açıktan, sanırım, gittiği diyar bendedir. Yaram var, havanlar dövemez merhem, ...yüküm var, bulamaz pazarlar dirhem, ne çıkar, bir yola düşmemiş gölgem, yollar ki, allaha çıkar, bendedir. Seni affetmek hayatımın en büyük hatasıydı. Nerden bilebilirdimki. Katilini affedersen seni yine öldüreceğini. Üç günlük dünya için gayret üstüne gayret, ebedi bir yaşam için gayret yok hayret. İnsanlar ikiye ayrılır; vaktini beşe ayıranlar, vaktini boşa ayıranlar. Öyle ucuz değil gül koklamak.. Gül tutan ele diken batmalı.. Bir aşka gönül veren o aşkın kapısında yatmalı! Nöbet sende diye aldanma sakin, zannetme bakidir devranın senin! Bir gün bizim köye yolun düşerse, boynuna asılır fermanın senin! Güzel allah ' im, senden ne gelecekse gelsin ; sen ki ; rahmetinle de , kahrınla da güzelsin. Allah c. c dostunu gördüm bundan altı yıl evvel, bir akşamdı ki, zaman donacak kadar güzel. Hakim sakalı uzamış necip fazıl'a Bu nasıl dünya, hikayesi zor. Müjdecim, kurtarıcım, efendim, peygamberim sana uymayan ölçü; hayat olsa teperim! Gönlüm ne dertlidir, ne de bahtiyar; ne kendisine yâr, ne kimseye yâr, bir rüya uğrunda ben diyâr diyâr, gölgemin peşinden yürür giderim. Sokak lambası gibi olma ey yar . Kime yandığın belli olsun. Zıtlar arası ahenk, af ve günah yarışta.. Benim ayağımın altıda müsait başımın üstüde nerde olacağını sen belirle.. Ölüm zorların zoru, yaşamak ondan da zor! Ne hasta bekler sabahı, ne taze ölüyü mezar, ne de şeytan, bir günahı, seni beklediğim kadar. Sustum ! Birikti yanaklarıma alfabe. Ya ilahi ya rab sükutumu en güzel duam eyle!. Kelimenin bittiği yerde konuş ecelle ; de ki, bildiğim tek söz, allah azze ve celle. Ölecek miyim, tam da söyleyecek çağımda, söylenmedik cümlenin hasreti dudağımda. Şiirde baş unsur, fikirle hissin ara çizgisi üzerinde, duygulasmış düşüncelerdir. İki insan çeşidi vardır. Zaman geçtikte hatalarıyla yüzleşen! Zaman geçtikçe yüzsüzleşen. Kadından kendisinde olmayanı isteriz; hasret yerinde kalır ve biz çekip gideriz. Hayatımızın yarısını uyuyarak geçiriyoruz, diğer yarısınıda uyutularak.. Biz; ayakları şişene kadar namaz kılan peygamberin, gözleri şişene kadar uyuyan ümmetiyiz. Şu iner yokuşlardan, hep basamak basamak; benimse alın yazım, yokuşlarda susamak. Ağaçtan düşen yaprak nasıl kurumaya mahkumsa; gönülden düşen insan da 'unutulmaya mahkumdur. Sabır, çekilen şeyi duymamak değil, ona dayanmayı bilmektir. Chp bir parti değil. Türk'e dinini, dilini, ve özünü kaybettirmeye memur, bir katliam müessesesidir. Dinin olmadığı yerde hiçbir şey yoktur; yokluk bile yok.. Şiir ve san'atsa hiç yok.. Yorumlar 17 Adet Didem [10355] numaralı söz için Benimkisi bunun sözü ama anlamını bulamadım ÇELEBİ29 [10449] numaralı söz için Muhteşemmmm Misafir Dinin olmadığı yerde hiçbir şey yoktur; yokluk bile yok.. Şiir ve san'atsa hiç yok.. / Necip Fazıl Kısakürek Tam tersi oysa ki!? Dinin olmadığı yerlere bakın birde dinin olduğu ortadoğuya bakın şayet kör, sağır, dilsiz, iblis insansı! yaratıklardan değilseniz! Işık İnsanlığa ne kattı? Kinden başka düşman yaratmaktan başka. İnandığı kendisinin dahi mutlu etmeyip başkalarınıda huzursuz etti. "Din olmadığı yerde hiç bir şey yoktur'u" şimdi Baktığında dinin olduğu yerlerde ne var? Söyleyeyim kan ölüm yıkım acı ve hepsinden ötesi çocukların savaşın orta yerinde ölümleri var bu nedir? Ortadoğu Cehennemi değil midir? O doğan çocuklar bunu hak ettiler mi? Hani daha yaşamadılar ki imtihandan söz edebilesiniz?!!! Şükrü Kaya [10356] numaralı söz için Üstadın bu dizesi kendi el yazısıyla mevcut mu acaba? Ben ikinci "O" nun olmaması gerektiğini düşünüyorum. Zira vezni bozuyor. ERMAN BOZKURT [10356] numaralı söz için Bu dizeler Aşıki ye ait Neden insanlara yanlış Bilgi veriyorsunuz Nur [10356] numaralı söz için Duyan da bu şiiri N. Fazıl'a ait zannedecek... Ama değil Cengiz demir [10449] numaralı söz için Muhteşem bir söz Samia [10291] numaralı söz için Üç günlük dünya için gayret üstüne gayret ahiret için gayret yok hayret hep yarın diyorlar o yarın belki kıyamet Cengiz [10356] numaralı söz için Hocaya kusur bulmak hadimizemi çok dogru söz emre yalçın [10331] numaralı söz için Bu söz bana aittir. Günlüğüme tarihiyle yazmıştım yaklaşık olarak 2011 de paylaştığım söz. Bu ve bunun gibi onlarca sözlerime çeşitli isimler yazıp paylaşıldı varsın olsun. Ahmet [10393] numaralı söz için Kardeşim bu söz Allah dostunun sözü ya bişri Hafi ya da Aziz Mahmud Hüdayi sözü Ali Maralcan [10328] numaralı söz için hadi ordan. ne necip fazıl'ı. hasan hüseyin korkmazgil bu dörtlüğün şairi... Admin Ali bey, bu söz için bize kaynak gösterin, düzeltme işlemi yapalım. Orhan Bu sözü söylediğine dair video veya kaynak verirmisiniz bazı kişiler bu sözün üstadın söylemediğini montaj olduğunu söylüyor Hulk Mesele insanlar değil mantık meselesidir Öztürk Amerika, Dünya Ve Biz Başmakale KISAKÜREK, Necip Fazıl / s. 1 Amerikan politikasını korumakla mükellefiz... Amerikan siyasetini tutmak biricik yol... Amerikadan nazlı bir sevgili muamelesi görmek biricik dikkatimiz olmalı. Yoksa bir Amerikan bahriyel Yorum Yaz Çok Yorum Alanlar 330 200 181 162 112 111 110 Kim Söylemiş Olabilir Bugünün işini yarına bırakma, mümkünse ertesi güne bırak. Misafirlerin Baktığı
necip fazıl kısakürek yılbaşı sözleri